Çevre Bakanı beyefendi, 800 milyon dolar (o paraya Ankara halkı için neler yapılabileceğini Mansur Yavaş anlattı) tutarındaki bir “kirli rezalet”i aslında kendisi de kınayacağına, “Ne büyütüyorsunuz ya. Zaten tesisin çürümesinin sorumlusu bugünkü ABB yönetimi” diyecek kadar ne söylediğinin farkında olmayan (daha da kötüsü, belki de bile bile söyleyen) utanmazca bir ruh hali içinde.
Aslına bakarsanız, bu Ankapark rezaleti Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun, son 20 yılın har vurup harman savurma uygulamalarının, Cumhuriyet’in ilk 80 yılının varlıklarını satıp savmanın, “rüşvet-avanta-kayırma-peşkeş-hırsızlık”ekseninde buharlaştırmanın bir “mikro” örneği değil mi? Orada 800 milyon, makro ölçekte kim bilir kaç trilyon dolar?
Ankapark’a ve sonrasında muktedirin tepkilerine bak, geçen 20 yılın özetini gör.
Eğitimde, sağlık alanında, hukuk ve adalet sisteminde, ifade özgürlüğünde, dış politikada, muhtemelen on yıllar alabilecek bir tamirata ve tadilata ihtiyaç bırakacak ağır yıkımı saymıyorum bile. Sadece ekonomiye verdikleri hasarı bile, kendilerini eleştirenlere “ciro etmeye” çalışan insafsız ve vicdansız bir zihniyet ile karşı karşıyayız.