Dilşah Ercan’la aynı dönemde cezaevinde yatan gazetecilerden biri olan Nedim Şener, 2011’de hazırladığı ‘tutuklu gazeteciler raporu’ üzerinden CHP’yi “terör destekçisi” ilan ediyor.
Nedim Şener, iktidarın o dönem kendisini de terörist olarak gördüğünü; demokratik olmayan yönetimlerde rejim muhaliflerinin kolaylıkla “terörist” olarak damgalanabildiğini çabuk unutmuşa benziyor.
Şimdi Dilşah Ercan’ın saldırıyla ilgisi olmadığı ortaya çıktığına göre, iktidar ve Şener gibi medyadaki sözcüleri suçladıkları muhalefet partilerinden özür dileyebilecekler mi?
Hiç sanmıyoruz.
Çünkü cezaevinden çıktıktan sonra iktidara biat eden Nedim Şener gibilerinin derdi gerçekleri ortaya çıkarmak değil, onları iktidarın hizmetine sunacak biçimde değiştirmek, çarpıtmaktır.
Bu nedenle Şener gibiler şiddetin, en çok gazetelerin yasaklanıp gazetecilerin cezaevine konulduğu, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyumların atandığı, parti eş başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanlarının arasında yer aldığı binlerce siyasetçinin tutuklandığı bir siyasi ortamdan beslendiğini görmek istemiyorlar.