Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, hükümet kaynaklarının, Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın ‘ByLock’un sahibiyle yaptığı röportaj sonrası ‘ByLock kullanan herkes cemaatçi değildir’ şeklinde başlatılan kampanyayı ‘cemaatin kaçak polisleri aracılığıyla giriştiği bir psikolojik savaş taktiği’ olarak değerlendirdiğini iddia etti.
Hürriyet muhabiri İsmail Saymaz resmi olarak programın patentini elinde bulunduran David Keynes’le Amerika’da görüşmüş, gazete de önceki gün haberi manşetinden vermişti.
Keynes röportajı sonrasında, gazeteci Ersoy Dede, Aktüel dergisindeki ‘Hürriyet Operasyona Devam Ediyor Hâlâ’ başlıklı yazısında, Keynes’in programı kullananların yüzde 90’ının Gülen cemaati mensubu olduğunu söylediğini hatırlatıp, yargı önüne ‘FETÖ’ şüphesiyle çıkan kişilerin “Ben yüzde 10’luk kesimdeyim” şeklinde savunma yapacağını savunmuştu.
Keynes’in verdiği bilgiye göre program Ocak 2016’dan itibaren kullanılmadı. Dede, yargılanacak kişilerin bu argümanı da serbest kalmak için kullanabileceğini yazmıştı.
Öte yandan hükümet yanlısı basının ‘şahin kalemi’ Cem Küçük de Saymaz’ı tehdit etmişti: “Maklubeci Ismail Saymaz bu pislikten kurtulamayacaksın… Bylock MİT’in en hassas olduğu dosyadır.Teşkilatımız çok rahatsız. Tetikçi Ismail Saymaz Baransu gibi ağır bedel ödeyecek.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini defalarca dile getiren iş adamı Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Kelkitlioğlu, “Bu haber proje haberidir! Yeni bir oyunun parçası!!” sözleriyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının haberle ilgili soruşturma başlatmasını saatler öncesinden duyurmuştu.
İstanbul Başsavcılığı, Hürriyet'in bylock haberi ile ilgili soruşturma başlattı!! Bu haber proje haberidir! Yeni bir oyunun parçası!!
— Murat Kelkitlioğlu (@kelkitlioglumrt) October 24, 2016
Amerika’da ‘ByLock’ da gündemde
Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin bugünkü yazısında, dün telefonla konuştuğunu söylediği Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la görüşmesini aktardı.
Amerika’ya giden dosyada Gülen cemaati mensuplarının kullandığı şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ meselesinin de bulunduğunu anlatan Yetkin, Kurtulmuş’un, programın örgüt hiyerarşisinde önemli bir yerde bulunduğunu söylediğini yazdı.
Yetkin yazısında, MİT’in ‘ByLock’ programını Ocak 2016’da fark etmesi üzerine, cemaat üyelerinin Eagle sistemine geçtiğini belirterek, programın patentini elinde bulunduran David Keynes’in gerçek adının Alparslan Demir olabileceğini ifade etti.
‘Cemaatin kaçak polislerinin taktiği’
“Bu kişinin ByLock’un yüzde 90’ı Cemaatten demesi, Cemaat saflarında ‘ByLock’un kanıt olarak kullanılamayacağı’ yolunda Bozdağ’ın ABD ziyareti öncesinde yoğun sosyal medya kampanyası başlatılmasına yol açtı” diyen Yetkin, hükümet kaynaklarının, bu kampanyayı ‘cemaatin kaçak polisleri aracılığıyla giriştiği bir psikolojik savaş taktiği’ olarak değerlendirdiğini iddia etti.
Yetkin, devamla şunları yazdı: “Hürriyet 13 Eylül 2016’da ‘ByLock’un Şifreleri’, 24 Ekim 2016’da da ‘İşte herkesin aradığı ByLock’ manşetleriyle, bu haberleşme sisteminin FETÖ tarafından nasıl kullanıldığını açıkça ortaya koydu. ByLock’un patent sahibi olan ve adını David Keynes olarak değiştiren Türk asıllı kişi, İsmail Saymaz’a verdiği röportajda ‘ByLock’un cemaatin haberleşme sistemi’ olduğunu net bir şekilde söyledi. Buna rağmen FETÖ üyeleri, Keynes’in ByLock’la ilgili iddiaları çürüttüğü yönünde propaganda yapmaya çalıştılar.”
‘Gülen’i tedbiren tutuklayın’
Yetkin, Türkiye’nin Amerika’dan yargı süreci boyunca ‘örgütle irtibatını kesmek için’ Fethullah Gülen’in geçici olarak tutuklanması isteyeceğini belirtti.
Yetkin, Kurtulmuş’un, kendisine, şunları söylediğini aktardı: “Diyoruz ki, hemen iade etmenizi tercih ederiz, ama edemiyorsanız, o süreç devam ederken tutuklu kalsın, şebekesine ulaşıp talimat veremesin. Bizim açımızdan bunun en somut sonucu, Fethullah Gülen’in bu yolla iade edilemese de izole edilmesi, şebekesinden yalıtılmasıdır. Çünkü 15 Temmuz’dan sonra da, ABD’nin haberleşme imkânlarını kullanarak, Türkiye ve dünyanın dört bir yerindeki şebekesini yeniden toparlamaya başladı. Bu Türkiye için açık ve yakın terör tehdidi demektir.”