Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin çalışması, Covid-19’un erkekler, ileri yaştakiler ve hipertansiyon ve kronik böbrek hastalarında daha ölümcül olduğunu bir kez daha gösterdi.

Pandeminin başından bu yana yapılan pek çok araştırma Covid-19’da ölüm riskinin belli bir yaş üstü grup, erkekler ve kronik rahatsızlıkları olanlarda daha fazla olduğunu ortaya koymuştu.
Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden bilim insanlarının da katkısıyla yapılan ‘Erişkin Kovid-19 Hastalarında 1 Yıllık Mortalite Değerlendirmesi’ başlıklı araştırmanın sonuçlarını AA aktardı.
Araştırma kapsamında, Mart 2020 ile Mart 2021 arasında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Covid-19 tanısıyla takip edilen 3 bin 650 hastaya ait veriler değerlendirildi.
Yatarak tedavi gören hastalardan 406 erişkin ve yedi çocuk virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Bu verilere göre ölüm oranı 11,3.
Hayatını kaybeden hastaların 255’i (yüzde 68) erkek, 151’i kadındı.
Hayatını kaybedenler arasında farklı yaş grupları olmakla birlikte ortalama yaş 72’ydi. Ölenlerin 261’inin kronik hastalığı bulunuyordu. En fazla eşlik eden kronik hastalık ise 141 hastayla hipertansiyon ve 113 hastayla kronik böbrek rahatsızlığıydı.
Hastanede enfeksiyon hastalıkları uzmanı olarak görev yapan aynı zamanda Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükran Köse bulgularının Çin’deki araştırma sonuçlarıyla örtüştüğünü belirterek erkeklerde ölüm oranının daha yüksek olmasının nedenlerini şöyle açıkladı: “Erkeklerde sigara içme alışkanlığı kadınlara göre daha fazla, dış ortamda daha uzun süre kalıyorlar ve virüsle temasları da artıyor. Ayrıca el yıkama gibi genel hijyen kurallarına kadınlar daha çok uyuyor. Kadınların daha güçlü bağışıklık sistemi var ve östrojen hormonu mikroorganizmalara karşı koruyuculuk özelliği gösteriyor. En büyük risk faktörlerinden biri de kalp damar hastalıkları ve bu hastalıklar erkeklerde daha sık görülüyor.”
Hastaneye başvuru süresinin de kadın ve erkeklerde farklılıklar gösterebildiğine işaret eden Köse “Erkekler son ana kadar hastaneye gelmek istemiyor. Kadınlar hem çocukları hem de kendileri konusunda daha hassas. Erkekler sağlık kuruluşlarına başvurduğunda hastalık çok ilerlemiş oluyor ve tedaviye de daha geç yanıt alınıyor” dedi.
Salgının önlenmesi ve sürecin en az hasarla atlatılması için aşı çalışmalarının büyük önem taşıdığını hatırlatan profesör, aşılananlardan da maske, mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermesini istedi.