DR. FEYZA BAYRAKTAR
@FeyzaBayraktar_
info@feyzabayraktar.com
Bugün size ‘gold digger‘ın Türkçe karşılığından, yani ‘servet avcılığı’ndan bahsedeceğim. Bu konu hakkında yazmamın nedeni, sosyal medyada servet avcılığını idealize eden birçok videonun dolaşması, kendi -uzak da olsa- çevremde dahi artık servet avcısı insanlara rastlamam, bu konuyla ilgili hikayeleri daha sık duymam. Aslında servet avcılığı da gösteriş yapmaya benzer, toplumsal yozlaşmayla desteklenen bir tür psikopatoloji.
Servet avcılığı bir nedir?
Kısaca ‘sosyoekonomik alanda statü atlama odaklı partner seçimi’ olarak tanımlanabilir servet avcılığı. Ne yazık ki hem dünyada hem de ülkemizde popülerliği hızla artıyor. İşin kötüsü toplumumuzdaki yozlaşmadan dolayı olsa gerek artık akıllı olmakla özdeşleştiriliyor.
Eskiden sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bazı ailelerin kızları bulunduğu çevreden çıkabilmek için varlıklı insanlarla evlenmeye çalışırdı. Günümüzde durum bambaşka bir yöne evrildi. Servet avcılığı bayağı bayağı bir tür start-up haline geldi. Bu durumu, varsa eldeki sermayeyle, yoksa başkalarının sermayesinden destek alarak kişinin kendi pazar değerini artırıp sonra da en kazançlı anlaşmayla satması diye özetleyebiliriz. Yani süreci, bir şirketin değerini artırıp satar gibi yöneten çok insan var. Bu tanım kulağa biraz sert ya da çirkin gelebilir ama servet avcılığı sürecini göz önüne alırsak bu tanım, yapılanın yanında -bence- gayet masum kalıyor.
Günümüzde sadece sosyoekonomik açıdan dezavantajı ailelerin çocukları değil, aileden varlıklı, eğitimli insanlar da daha varlıklı bir hayat sürebilmek adına bir iş planı geliştirir gibi evleneceği kişiye, yani hedefe giden bir strateji belirleyip üzerinde ciddi ciddi çalışıyor. ‘En zengin kim?’, ‘Zengin insanlar nerelerde takılır?’, ‘Hangi okulların, hangi bölümlerinde eğitim alırlar?’, ‘Nerede tatil yaparlar?’ gibi birçok sorunun yanıtı bulunup harekete geçiliyor. Bu sürece ciddi bir yatırım yapıyorlar. İşin en can alıcı noktalarından biri, bazı ebeveynlerin de sürece dahil olup işbirliği yapması. Yani bir anlamda belli bir sermaye ortaya koyması. Sonuçta, servet avcılığı da genellikle ilk yakın çevreden öğreniliyor.
Eğitim şart!
Günümüzde bazı kadınların ve tabii artık erkeklerin de dünyanın en iyi okullarında eğitim almak istemesinin altında, kendilerine varlıklı bir eş bulma motivasyonu var. O okullara girecek kadar zeki insanların hayatlarının geri kalanında çalışarak yorulmak yerine, dünyanın en varlıklı ailelerinin çocuklarının okuduğu okullarda eş bulma yarışına girmesi, değerlerden uzak bir zekanın yapabileceklerine verilebilecek örneklerden sadece biri. Yani, aslında insanın zeki olmasından daha önemlisi o zekayı ne için kullandığı. Dolayısıyla, zekaya her ne kadar fazlasıyla güç atfedilip yüceltilse de değerlerden yoksun bir zekâ insanı bilim insanı yapmak yerine, ivy league bir okulda servet avcılığı yapmaya yöneltebiliyor.
Aslında temel amaç hem iyi bir okul bitirerek kendi marka değerini yükseltmek, hem de kendinden çok daha varlıklı insanların bulunduğu bir yerde, mümkünse en varlıklı olanını -deyim yerindeyse- kafeslemek. Bunu yaparken uygulanan birçok taktik var. Tabii ki hedefe giden yolda doğru strateji ve taktikleri geliştirmek hiç de kolay değil. ‘Kendini kurtarmak’, ‘geleceği garantiye almak’ başlığı altında girilen bu yolda ağırdan almak, sabırlı olmak, samimiyetten olabildiğince uzaklaşmak, birçok şeye, hatta ihanete bile göz yummak ve hedefe ulaşır ulaşmaz yerini sağlama almak için çocuk yapmak, temel kurallar arasında.
İnsan elbette kendinden sosyoekonomik olarak daha üstün bir kişiye âşık olup ilişki yaşayabilir. Evlenebilir. Gerçek bir ilişkide hayat arkadaşlığı ön plandadır. Servet avcılığının amacı ise ‘eş‘ başlığı altında bir sponsor bulmaktır. Ortaya bir sermeye ve çaba koyup daha fazla kar elde etmek için atılan adım, hastalıklı bir ilişkiden başka bir şey değil.
Sebepleri
Sosyal medyada aşırı lüks hayatlar yaşayan insanların yaptığı paylaşımların, servet avcılığının idealize edilmesinde ve bir start-up’a dönüşmesinde etkisi büyük. Bunun yanısıra, giderek sığlaşan çoğunluğun konuşacak fazla konusunun kalmaması ve sohbet konularının başkalarının görüntüsü veya yaşantısı üzerinden dönmesi, servet avcılığını resmen bir sektör haline getirdi. Sonuçta derinlik kayboldukça toplum tarafından kabul görmenin kriterleri de sığlaşır.
Tabii ki tüm bunlar sadece sosyal medyanın suçu değil. Servet avcılığının altında birçok psikolojik problem de yatıyor. Bunları başlık başlık sıralayacak olursak:
- Materyalizm ve öz değer problemi: Servet avcısı insanların paraya sahip olmaya dair aşırı bir arzu duyması, ancak para üzerinden sosyal bir ortamda var olabilmesi, kendini değerli hissetmesi için tek gerekli şeyin para olduğuna inanması.
- Ekonomik güvensizlik: İnsanın ekonomik anlamda kendisini güvende hissetmemesi, belirsizlikle baş etmekte zorlanması, sırtını finansal anlamda birine dayama ihtiyacı duyması ve bir başkasının parasından güç alarak yaşama tutunabilmesi. Özetle, kaygıyla baş edebilmek için gereğinden fazla paraya ihtiyaç duyması. Bunu kendi yapamadığı zaman ise kaygısını gidermek için kendisine bir başkasının parasını bulması.
- Narsisizm: İnsanın kendi değerini zengin bir partnere sahip olmak üzerinden belirlemesi, çevre tarafından onaylanma arzusunu zengin bir partner bularak gidermeye çalışması. Karşıdaki kişiyle empati kurmaktan yoksun olmak da bu başlık altında ele alınabilir.
- İlişkilenme problemleri: Yakın ve samimi ilişkilenme problemleri ve terk edilme korkusu bulunan, romantik bir ilişkinin duygusal yükünü taşıyamayacağını düşünen insanların ilişkilerinde parayı ve finansal güvenceyi önceliklendirmesi. İnsan aşık olduğu birisini kaybedince acı hisseder. Süreci atlatmak zor olabilir. Yalnız, bir insanın kendisi yerine kredi kartıyla ilişkilenirseniz, ihanete uğramak çok acıtmaz. Boşanma sürecinde iyi bir nafaka alınabilir. Ve tabii her zaman bir diğer kasa bulunabilir.
- Makyavelizm: Kişisel çıkarlar için karşısındakini farklı şekillerde manipüle etmeye çalışmak, hile ve yalana başvurmak, bunları yaparken de en ufak bir suçluluk duymamak, servet avcısı insanların ortak kişilik özellikleri arasında sayılabilir. Sadece eş adayı olarak gördükleri kişiyi değil, ona giden yoldaki hemen herkesi kendi çıkarları uğruna kullanmakta sakınca görmemek de kişilik özelliklerine eklenebilir.
Sonuçları
Aslında çevremizde sandığımızdan çok daha fazla servet avcısı var. Aileden varlıklı ve eğitimli olanlarına bu yakıştırma pek yapılmadığı için farkına varılmıyor. Çünkü insanların duygularını göremeyiz, sadece varsayabiliriz. İnsanın sosyo-ekonomik olarak kendisine denk ya da kendisinden daha üstün birisiyle ilişkilenmek istemesi çok anormal değil. Yalnız, insanın karşısındakinden çok onun imkanlarıyla ilişki yaşamayı merkezine alması, servet avcılığı olarak tanımlanabilir.
Tabii ki her sağlıksız ilişkilenme biçimi gibi para odaklı ilişkilenmenin de olumsuz sonuçları var:
- İlişkinin güven ve samimiyetten uzak, ihanet olasılığının yüksek olması
- Duygusal paylaşım nispeten daha az olduğu için çiftlerin birbirinden sıkılması. Paylaşımın çoğunlukla pahalı deneyimler üzerine kurulması (sık sık pahalı seyahatlere çıkmak, birlikte alışveriş yapmak gibi)
- Maddi olarak güçlü olan tarafın diğerini kontrol etmesi
- Öz saygı ve öz değerin giderek düşmesi
- İlişkideki diğer kişiye saygı duymama
İnsanın kendi özüyle barışmaya çalışmak yerine başka bir insanın maddi olanaklarını kullanarak huzur bulmaya çalışması çok acı. İlişkileri samimiyet, güven ve sevgi üzerine kurmadıkça mutlu olmak imkansız.
Sonuç olarak, mutluluğu çok yanlış yerlerde arayan bir insan için akıllı demek hiç mantıklı değil. Yapılan yatırım kazanç sağlayabilir ama unutmayalım ki bazı durumlarda kazancın sadece niceliği değil, niteliği de önemli.