Yazar Ayşe Kulin, darbe girişiminin ardından yurttaşlara meydanları terk etmemesini söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Demokrasiyi korumak üzere meydanlara çıktığımda, siz cumhurbaşkanım olarak beni bazı seçmenlerinizin hışmından koruyabilecek misiniz?” diye seslendi.
Kulin, geçtiğimiz nisan ayında yine Erdoğan’a 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsa çağdaş eğitime önem vermesini, aksi halde kendisine meleklerin bile yardım edemeyeceğini söylediği bir mektup yazmıştı.
Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yeni mektubunda ‘RTERDOGAN’ adıyla yurttaşlara gönderilen kısa mesajları hatırlatan Kulin, mektubuna şöyle başladı: “Sayın Cumhurbaşkanım, sizden demokrasimize sahip çıkmak üzere beni meydanlara çağırdığınız üçüncü daveti de alınca ve telefon üzerinden yanıtımı gönderemeyince, yanıt bulamadığım bazı sorularımı bir açık mektupta size iletmem vacip oldu.”
Erdoğan’ın Gezi Parkı’nın yerine Topçu Kışlası’nın inşa edileceğine yönelik sözlerini de hatırlatan Kulin, kendisinin Gezi eylemlerine ağaçlara sahip çıkmak için sokağa çıktığını, ancak ‘hiçbir işe yarayamadığını’ belirtti.
‘Beni Ortaçağ karanlığından koruyacak polis veya asker mevcut mu?’
Yazar Kulin mektubuna şöyle devam etti: “Siz ki, eğer halk isterse idamı geri getirmeye hazırsınız, benim de aralarında olduğum çok geniş bir halk kitlesinin Gezi Parkı’nın şu haliyle kalması talebimizi görmezden gelmenizi mesela, size sormak istiyordum. Biz halk değil miyiz?
Bir ikinci sorum ise, Demokrasi’yi korumak üzere meydanlara çıktığımda, siz Cumhurbaşkanım olarak beni bazı seçmenlerinizin hışmından koruyabilecek misiniz?
Malumunuz, zatınızın sadık taraftarları, tesettürsüz kadın görmekten hoşlanmıyor. Ben ise, başı açık gezen bir Müslümanım. Ne mutlu bana ki, kutsal kitabım Kuran’ı anlayarak okuyanlar, tesettüre dair ayetin pek değişik yorumlarının olduğu ve dinde zorlama olmayacağı hususunda hemfikirdir. Kaldı ki, Yüce Rabbim, ne büyük bir isabetle, kendisiyle kulları arasına imam sınıfını katiyen sokmamıştır. Yaradan’la yaratılan arasında güç sahibi olmak isteyen İmam’ın başımıza açtığı belalar ortadayken, beni anlayacağınızı umuyorum.
Ama ortada bir sorun var. Laik eğitimden geçmemiş kitleler, kendileri gibi giyinmeyen, davranmayan, düşünmeyenlere hayat hakkı tanımak istemiyor. Ben meydanlarda Demokrasiyi korurken, beni Ortaçağ karanlığından koruyacak polis veya askerimiz, şu anda ülkemizde mevcut mudur?
Bana bu teminatı verirseniz, silahım yok, hiç olmadı, kullanmayı da beceremem ama bedenimle meydanlarda, kalemimle köşelerde Demokrasiyi koruma görevini, bana lütfettiğiniz “Türk Milletinin Değerli Evladı” sıfatıyla, seve seve üstleneceğimi bilginize arz ederim.
Derin saygılarımla.”