‘Terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla kapatılan Özgür Gündem gazetesi yazar ve yöneticilerine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanıp ‘yurt dışı yasağıyla’ tahliye edilen yazar Aslı Erdoğan, içinde bulunduğu durumu “Bana, açlık grevi ya da intihardan başka bir seçenek bırakmayacaklar mı?” sözleriyle anlattı.
Bu kez, Almanya’da kendisine verilen ödülü el konulan pasaportu nedeniyle almaya gidemeyen Erdoğan, Evrensel’den Fatih Polat’a konuştu.
Fransa’nın en yüksek onur nişanı ‘Legion d’Honneur’a layık görüldüğünü de açıklayan Erdoğan, el konulan pasaportunun geleceğinin 30 Ekim’deki duruşmada görüşüleceğini söyledi.
‘Çok iyi değilim açıkçası’
Erdoğan şöyle konuştu: “Sadece bir ödül değil ki, ben bugüne dek zaten beş ödülü almaya gidemedim. Hatta birinde, İsveç PEN’in Tucholsky ödülü verildiğinde cezaevindeydim. Ondan sonra Avusturya Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü. Almanya Theodor Heuss ödülü. En önemlisi ve en kırıcısı Avrupa Kültür Vakfı Prenses Margriet Kültür Ödülü’ne gidememek oldu tabii. 22 Eylül’deki törenle verilecek olan Erich Maria Remarque Barış Ödülü. Onun dışında, Deniz Yücel ile paylaştığımız Almanya’nın basın özgürlüğü ödüllerinden Sparkasse Leipzig Medya Vakfı’nın verdiği Basın Özgürlüğü ve Medyanın Geleceği Ödülü var. Bir ödül daha var ama inanır mısın detaylarını hatırlamıyorum.”
Frankfurt ve Göteborg’daki kitap fuarlarına davetli olduğunu aktaran Erdoğan, “Davetli olduğum ve kaçırdığım festivallerin sayısı en az 30-40 arası” dedi.
Yazar Erdoğan sözlerini şöyle bitirdi: “Çok iyi değilim açıkçası. Pek çok travmayı art arda yaşıyorum. Ünlü olmak da bir travmadır. Basının önüne atılmak. Her şey bitti, çıktım derken, ‘Yo’, diyorlar, ‘Bitmedi. İstediğimiz an, kedinin fareyle oynadığı gibi oynarız senle’. Adalet Yürüyüşü’ne katılıyorum, ‘Aman ne yaptın, çok kızdı sana gene’. Niye katılmayayım? Dostoyevsk’nin bir lafı vardır, çok severim ve çok doğrudur, ‘En büyük kötülüğü yaptığımız insanlardan bir de üstüne nefret ederiz.’ Bu bir psikolojik işkence. Çok ağır bir işkence. Bana, açlık grevi ya da intihardan başka bir seçenek bırakmayacaklar mı?”
Ne olmuştu?
Özgür Gündem gazetesi, İstanbul 8’inci Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla ‘terör örgütü propagandası yaptığı’ gerekçesiyle geçici olarak kapatılmıştı.
‘Örgüt propagandası’, ‘örgüt üyeliği’ ve ‘halkı kışkırtmak’ suçlamaları yöneltilen Erdoğan, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Alpay, ‘öngörülen cezanın miktarı, gazetedeki yayınlar ve yazılar, gazete içerisindeki konumu ve serbest kalması halinde kaçacağı’ gerekçeleriyle ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak’ suçlarından tutuklanmıştı.
Erdoğan ve Alpay dahil dokuz isme ağırlaştırılmış müebbet istenmiş, Alpay ve Erdoğan ‘yurt dışı yasağıyla’ tahliye edilmişti.