Her gün gelen ölüm, çatışma ve saldırı haberleriyle içimiz kan ağlar, çaresizlik içinde kederlere gark olurken…
Doğu ve Güneydoğu’da güven, huzur ve istikrarı yerle bir eden çok sert bir ‘idari zelzele’ yaşanıyor.
‘Müstafi hükümet’ talimatıyla resmi makamlar her gün güvenli bölge sayısına yenilerini eklerken, PKK/KCK da ‘özerk alan’ ilanlarını genişletiyor.
Bunların eşzamanlı oluşundan daha vahim ne var?
Erzurum, Van, Ağrı, Mardin, Hakkâri, Kars, Şırnak, Tunceli ve Siirt’te artık adı konmamış bir OHAL…
Silopi, Cizre, Nusaybin, Şırnak, Yüksekova, Silvan, Batman, Hakkâri ve Varto’da ise merkezi otoriteye açıkça meydan okuyan ‘özerk bölgeler…’
Aklı başında olan herkesin bu feci harita manzarasına baktıkça söyleyeceği iki şey var:
1. Bunun sonu yok.
2. Bundan hiçbir hayırlı netice çıkmayacaktır.
‘Sistem değişmiştir’ öyle mi?
Olmayacak duaya amin der gibi bunu söyleyin bakalım.
Sistem değişmiyor, göz göre göre çöküyor.
Tek sorumlusu da bellidir.