Anayasa Komisyonu aşamasında akla zarar bir konuşma süresi tanınmıştı. Sadece başlangıç aşamasında 118 kişi konuşmak için söz istemiş, söz alanlara ise süre kısıtlaması yapılmadığı için tam üç saat konuşanlar oluyordu. Bunun üzerine biraz acele edilmesi gerektiğini ifade edenlere bir CHP’linin söylediği sonradan bir başka HDP’linin tekrarladığı söz, ne yalan söyleyeyim, bana çok ürkütücü gelmişti: “ne acelemiz var?” diye sormuştu, “gerekirse yıllarca konuşalım bu konuyu.” Belli ki CHP’nin veya HDP’nin memleketin en önemli meseleleri konusunda vakti namütenahi, kum gibi.
İyi de onların bu ülkeye karşı hiçbir sorumluluk taşımayan bu lakaytlıklarını bizim taşımamız gerekmiyor. Yine ne yalan söyleyelim, bizim gerçekten acelemiz var. Geçirdiğimiz her saniye edebiyatını çok iyi yaptıkları o “tüyü bitmemiş yetimlerin, fakir fukaranın” haklarına giriyor. Çaresizlerin çare bulmasını geciktiriyor. Ülkenin sorunlarının derinleşmesine yol açıyor. Vakit konusunda bu kadar müsrif olmak gibi bir lüksümüz yok bizim.