Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını verdikleri Saray Rejimi’nin arkasına dizilen güçler, Erdoğan sonrasını planlıyorlar. Bu yüzden basitçe “Erdoğan bir kez daha aday olacak” diyemezler. Sistemi bir çeşit muhalefetsiz ya da Meclis dışında muhalefet edemeyen bir noktaya taşıma girişimlerinin olacağı çok açık. Meclise hangi partilerin gireceği de muhtemelen iktidar tarafından belirlenecek. Olmaz demeyin, seçim yasaları tam da bu tür düzenlemeler için var.
Çok açık söylemek gerekirse Meclis muhalefetinin en azından yarısı buna razı gelebilir. İktidara gelecekleri zamanı beklerken memleketin her türlü olanağından faydalanmaya neden itiraz etsinler. Muhtemeldir ki politik olarak değerlendirdiklerinde de AKP-MHP blokundan çok daha ileri değerlendirmeleri olmayacaktır.
Cumhur İttifakı, 200 ile 230 arasında muhalefet partilerinin iktidar olduğu belediyelere dokunmayıp çeşitli olanaklarından faydalanmaya devam etmelerine olanak sağlayacaktır. Böylece ülkede demokrasi ve laiklik sorunu olmadığını da göstermiş olacak.
Memleketin tüm sağcıları hiç de hak etmedikleri biçimde hem iktidar hem de aynı anda muhalefet koltuğunda oturmuş olacaklar. O yüzden “Erdoğan istediği anayasa tartışmasını yapamayacak” demek için çok erken. Sağ partilerin tamamı öyle ya da böyle bu işin tarafı olmak isterler. Şimdilik onların tek korktuğu şey yaklaşan seçimler. O yüzden şimdiden “bunu sonra konuşalım” açıklamaları peş peşe gelmeye başladı.