Yargıtay, cemevlerine ibadethane statüsü tanıdı.

Fotoğraf: www.seslicemevi.com.tr
Hürriyet’in duyurduğu 3. Hukuk Dairesi kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevelerini ibadethane sayan kararına, Anayasa’nın uluslararası anlaşmaların iç hukuk normu sayıldığına ilişkin maddesine, ayrıca eşitlik ile din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin maddelerine atıf yapıldı.
Daha önce de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabileceğine hükmetmişti.
‘Tarihi karar’
Hürriyet, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararını, Cem Vakfı avukatı Erhan Aslaner’e yorumlattı. Aslaner, “Gecikmiş ama güzel” diye nitelediği karar için, “Tarihi özelliği şudur. Türk yargısı, ‘Bir yerin ibadet yeri olduğuna o inanç mensupları karar verebilir, resmi otorite veremez’ dedi. Bu, bütün hak ve özgürlüklerin önünü açar” dedi.
Neler getirecek?
Aslaner kararın pratikte neler getireceğine de sıraladı:
– Cemevlerinin elektrik faturaları Diyanet bütçesinden ödenecek.
– Belediyeler cemevleri için yer tahsisi yapabilecek.
– Cemevlerini su ve diğer yardımların önünde engel kalmadı.
Hükümetin düzenleme yapması gerekiyor
Yargı kararının pratiğe dönüşmesi için yasal düzenleme gerekiyor. AKP’nin bu düzenlemeyi yapıp yapmayacağı ise merak konusu.
Geçen yıl da Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkındaki kapatma davasını reddeden yerel mahkeme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onanmıştı. Böylelikle cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabilmesinin önü açılmıştı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararından bir gün önce de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’de cemevlerine ayrımcılık yapıldığına hükmetmişti.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararıyla, cemevleri yasal hale gelmiş, ancak ibadethane statüsü verilmemişti.
‘Kabul edilmiş bir olgu ve gerçeklik’
Kararda özetle şöyle denildi: “Cemevi, Alevi-îslam inanışına sahip yurttaşlarımızın öteden beri cem ibadetini yaptıkları mekanın adıdır. Tüm Alevi toplumunca kabul gören cemevleri, Alevi-İslam inancına sahip yurttaşların ibadet mekanıdır. Öncelikle, bir mekanın ibadet yeri sayılıp sayılmamasının münhasıran o inanca tabi insanların taktirinde bulunmalıdır. Alevi inancına mensup insanlarının inanç ve ibadet merkezlerinin cemevleri olduğu, Alevilerle birlikte tüm toplum kesimleri tarafından kabul edilmiş bir olgu ve gerçekliktir. Cemevlerinin bir ibadet merkezi olduğu, Anadolu Alevilerinin gelenek ve kültürlerini yaşatmak üzere kurulduğu tartışma konusu olmaktan uzaktır.”