Fed’in yaptığı swap işlemlerinden 111’i (yüzde 65’i) bir hafta ve altında süreleri olan işlemler. Uzun sayılabilecek 3 aya yakın vadesi olan işlem sayısı ise 50’ye (yüzde 29) yakın.
Şimdi tekrar Türkiye’ye dönelim. Varsayalım ki bunu başardık ve biz de diğer merkez bankalarıyla ‘likidite swap’ anlaşmaları yaptık. Biz de buradan bir haftalık, bir aylık ya da en uzun vade olan 3 aylık sürelerde döviz alıp onlara TL verdik. Peki bir hafta sonra, bir ay sonra ya da 3 ay sonra bunun vadesi geldiğinde swap üzerinden kullanmış olduğumuz dövizi ödemek için ihtiyaç duyacağımız parayı(dövizi) nereden bulacağız? Efendim? Evet, ben de bilmiyorum. Sadece ben bilmiyor değilim, bizim ekonomi yönetimi de bilmiyor. Ama amaç zaten kalıcı çözüm bulmak olmadığından bunda pek sorun da görmüyorlar. Şimdiye kadar uyguladıkları diğer ekonomik kararlar da benzer şekilde kısa vadeli amaçlara dayanmıyor muydu? Ee? Konu döviz olunca da durum farklılaşmıyor.
Dolayısıyla ‘swap anlaşmalarına’ bel bağlamak Türkiye’nin döviz ihtiyacını kalıcı olarak çözmek anlamına gelmiyor. Sadece günü kurtarmaya yetiyor. Oysa kurtarılması gereken gün değil, geleceğimizdir.