Amerikan gazetesi Wall Street Journal, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasını başyazısında ele aldı. ‘Türkiye’nin yeni sultanı‘ başlıklı yazıda, Erdoğan ve AKP’nin ‘demokratik kurumların içini boşalttığı’ savunuldu; ”AB ve ABD, Erdoğan’ın bireysel hakları istismar etmeyi sürdürmesi halinde, ona karşı koymalı” yorumu yer aldı.
Başyazı özetle şöyle:
‘Demokrasinin altı oyuluyor’
Erdoğan seçim başarısını ‘demokrasi için zafer gecesi’ diye niteledi. Yaşananları aktarmanın bir yolu bu. Ancak Erdoğan’ın seçimlerdeki başarısını, ülkeyi demokrasinin altını oyacak ve liberalizmden uzaklaşacak bir biçimde kullandığını söylemek de mümkün.
Muhalefet de sorunlu ama…
Muhalefet AKP’ye karşı ciddi bir gündem ortaya koyamamış olsa da, Erdoğan’ın ve partinin Türkiye’de demokratik kurumların içini boşalttığına şüphe yok. Türkiye hükümeti son aylarda YouTube ve Twitter’ı kapatmaya çalıştı; barışçıl protestoculara acımasızca davrandı; yeterince sadık görülmeyen binlerce yargıç, savcı ve polisi işten çıkardı veya görev yerini değiştirdi; ve Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, 2012 ve 2013’te en fazla gazeteciyi hapseden ülke oldu.
Gül’ün etkisi azalacak
Şimdi işler kötüleşebilir. Erdoğan şimdiden, cumhurbaşkanlığını büyük ölçüde sembolik bir kurum olmaktan çıkarıp enerjik bir yürütme ‘organı’ haline getirmeyi vaat ediyor. Daha liberal içgüdülere sahip olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, artık Erdoğan üzerinde ılımlaştırıcı bir etkiye sahip olamayacak. Ve AKP içinde kimse Erdoğan’ın siyasi becerilerine ve karizmasına sahip olmadığından, Erdoğan bir sonraki başbakana muhtemelen sözünü dinletecek.
Kürtlerle barış, umut ışığı
Türkiye’nin Kürt azınlığıyla uzun süreden beri yaşadığı gerilimde anlaşma sağlanması ihtimali konusunda bir umut ışığı olabilir. Erdoğan Kürtlerle verimli bir barış süreci başlattı; son yıllarda Kürtlerin, dil ve kültür konusunda kimliklerini daha önceden düşünülemeyecek şekillerde ortaya koymalarının önü açıldı.
Hamas’ın önde gelen destekçisi
Fakat Erdoğan bölgenin geri kalan yerlerinde bu kadar yapıcı değil. Türkiye Erdoğan’ın yönetiminde Hamas’ın önde gelen destekçilerinden biri haline geldi; yaz başında üç İsrailli gencin kaçırılması olayını örgütlediği iddia edilen Salih el Aruri’ye de ev sahipliği yapıyor. Ankara, milyarlarca dolarlık doğalgazı altın karşılığında alarak yaptırımlardan kaçmasına yardımcı olduğu İran’la yakınlaşmaya da gidebilir.
AB ve ABD karşı koymalı
Türkiye bir NATO müttefiki ve uzun zamandır da Ortadoğu’daki Amerikan düzeninin, en azından bu düzenden geriye kalanların temel taşı. Erdoğan’ın şeffaflık ve ılımlılık konusundaki Batı standartlarına sırt çevirmesinin sorumlusu Obama yönetimi veya Avrupa Birliği değil. Fakat Washington ve Brüksel, Erdoğan’ın bireysel hakları istismar etmeyi sürdürmesi halinde, ona karşı koymalı.