Mitinglerde, televizyon canlı yayınlarında yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında dava açılan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mersin’de görülen duruşmaya tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldı.
Duruşmayı Diyarbakır Adliyesinde Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, danışmanı ve avukatlarıyla birlikte izleme şansım oldu.
Demirtaş, yıllardır cezaevinde tutulmasının, 55 yıl ceza almasının temel nedeninin Türklük Sözleşmesi’ne aykırı bir siyaset tarzı izlemesi olduğunu vurgulayan beyanlarda bulundu.
Alaattin Çakıcı gibi çete liderleri ile kendisine hakaret eden Nedim Şener ve Hilal Kaplan gibi gazetecilerin adını vererek, “Türklük Sözleşmesini imzalayan herkes devlet için muteberdir” dedi. Bu isimlerin devlet nezdindeki mertebesi taktire şayan.
Demirtaş, “‘Ben bunu imzalamam’ derseniz vay halinize. Türk bile olsanız fark etmez. Benim de Türk arkadaşlarım var, Türk bakkalım var. Türkçe konuşuyorum, Türkçe yazıyorum, 7 tane Türkçe kitabım var. Türklerle bir sorunum yok.
Ben Kürdüm, Türklük Sözleşmesini imzalamak istemiyorum. Ben bu halimle bu ülkenin vatandaşı olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’la cezaevinde görüşen herkes, ondan moral aldıklarını söylüyor ya, bu doğru.
Çünkü mahkeme heyeti dahil, salonda onu dinleyenler yılgınlığın, umutsuzluğun, teslimiyetin zerresini görmedi. İddialı bir siyasetçi olduğunu ve bir gün halkın oylarıyla ülkeyi yöneteceğini söyleyen Demirtaş, dostlarına ancak moral verir zaten.