İstanbul Valiliği’nde toplanan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyetini İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) alarak Hazine’ye devretti.

Twitter hesabı üzerinden karara tepki gösteren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şunları yazdı: “Bugün İBB’nin milyarlarca lira değerindeki 2 mülküne daha merkezi idare tarafından el konuldu. Hem hukuk nezdinde iflas etmiş bir dayatma, hem de halk nezdinde iflas etmiş bir yönetim anlayışı ile bir kez daha muhattap olduk. Hukuki olarak sonuna kadar konunun takipçisiyiz.”
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da Twitter hesabı üzerinden şunları yazdı: “İşgal, talan, gasp! Toplam değerleri 7 milyar TL olan bu güzide iki yalı giderayak hangi şahıs, kurum ya da kişilere peşkeş çekilecek? Tarihine, değerlerine ve ülkesine bu kadar düşman bir zihniyet daha hiç gelmemişti. İstanbulluların malı, İstanbullulara iade edilecek! İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarının Hazine’ye devredilmesi kararının iptali için bugün Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuracak. Hukuki sürecin takipçisi olacağız. Kararın iptali için mücadelemiz devam edecek.”
İmamoğlu uyarmıştı
İki gün önce İstanbul Boğazı’nda kameraların karşısına geçen İmamoğlu, belediyeye ait Hatice ve Fehime Sultan yalılarına el konulmak istendiğini söylemişti.
İBB başkanı şunları demişti: “Birinci Boğaz Köprüsü’nün hemen alt bölümünde, arkamızda Ortaköy’le başlayan ve Kuruçeşme’ye doğru devam eden bu süreçte hemen arka tarafta iki önemli yapıyı görüyorsunuz. Biri daha görünür bir tanesi ise bir şantiye görünümlü iki yapı. Bu iki yapı Osmanlı döneminin iki önemli kadın sultanına ait. Biri Fehime Sultan diğer de Hatice Sultan yalıları. İl Özel İdaresi ile Türk Hava Yolları DOCO iş birliğinin ortaklığı arasında yapılan 25 yıllık sözleşme süreci ve ardından bu yalıların İBB’ye devriyle yaşanan birtakım hususların tarihçesi. Onun için kısa bir açıklama olmayacak.
İl özel idarelerinin kapatılmasıyla onlara ait bazı yapıların belli kurum ve kuruluşlara dağıtılması söz konusu olmuştu. Bunun biraz öncesinde burasının İl Özel İdaresi’ne ait olduğu dönemde 7 Ocak 2009 yılında THY ve DOCO arasında bir sözleşme yapılarak 25 yıllığına restore edilerek işletilmesi hususunda bir sözleşme imzalandı. 2011 tarihinde yer altına ilave otopark yapılmasıyla ilgili bir talep doğrultusunda bu talep uygun görünüyor, bu otoparkın yapılması karşılığında sözleşme süresi ek protokol ile 31 yıla çıkarılıyor. İl özel idarelerinin kapatılması sonrasında o dönemin yetkilileriyle beraber Valiliğin Devir Paylaştırma Komisyonu kararı ile bu mülkiyet 8 Ağustos 2014’te İBB’ye devrediliyor. Bu tarihten sonra bu yapılar İBB’nin mülkü olmuştur. Sözleşmeye esas bütün ödemeler de İBB tarafından sürdürülmüştür. Devirden önce turizm alanı olan, otel fonksiyonuna dönüştürülen ve yapının, projenin o şekilde tariflendiği bir süreç sonrasında bu yapılar yine otel iken İBB’ye İl Özel İdaresi tarafından devrediliyor. Pazartesi günü, buranın İstanbul halkının elinden alınması sürecine dair oluşturulan mesnetin nasıl uydurma olduğuna dair bir açıklamam olacak. Onun için altına çiziyorum. Burası turizm alanı, bir otel binası ve bu şekilde işletilmek üzere kiraya verilmişken, 2014 yılında kanunen kurulan komisyon tarafından yapının mülkiyeti İBB’ye geçiyor.
Burada o süreçten sonra takip başlıyor. Bir kere altını çizelim, burası 2012 yılında bitirilmesi istenen bir proje. Sözleşmenin 2 ve 9. maddelerine göre açık olarak üç yıl içerisinde bitirilip başlaması gereken restorasyon sürecinin tamamlanmış olması gerekiyor. Ama 13 yıldır burası bırakın bitişi, durdurulmuş, yanlış imalatların olduğu sıkıntılı bir sürecin içerisine dahil olmuştur. Biz İstanbul halkına ait her yapıya sahip çıktığımız gibi terk edilmiş ve hiçbir şekilde ilgilenilmemiş bu yapılara sahip çıkan bir yönetim olduk. İnşaatın sürdürülmediğini gördük. Tüm uyarılarımıza rağmen de faaliyetler devam ettirilmemiştir.
Minimum değeri 7 milyar lira
Bağımsız değerleme firmalarının çalışmalarında buraların minimum 7 milyar lira civarında bir değere sahip olduğu da ortadadır. Dolayısıyla biz bunu bir şirketin insafına terk edemezdik. O bakımdan arkadaşlarıma talimat verdim, sözleşmeden doğan haklarımızı da kullanarak bu mülke sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Arkadaşlarım bir bilirkişi süreci başlattılar. Bu rapor doğrultusunda da sözleşmeyi feshettiler. Çünkü binamız gerçekten çürümeye terk edilmişti. Burada özellikle yaptığımız tespitlerde 4 Şubat 2022’de Koruma Kurulu tarihli yazıyla da ispat ediliyor ki yapının çürümeye terk edildiği ortaya konuldu. Dolayısıyla Koruma Kurulu tarafından da bize acilen bu yapıya müdahale etmemiz konusunda talimat verildi. Artık binanın üzerinde bitkiler ağaçlar büyümekte. Yapı gerçekten sahipsiz.
Kaldı ki bu tür kamu yapılarının devirlerinde bile başka şehirlerde örnekleri var kamu yararına kamu yapıların devrinde bile yine devredilen kurum haklı görünmüş. Bu şekilde İBB’den burayı alıp biz burayı tekrar hazineye devredeceğiz valilikte bir komisyon kurduk, neymiş adı devir tasfiye paylaştırma komisyonu. Devredelim tasfiye edelim sonra da paylaştıralım. Nasıl paylaştırılacaksa! Pazartesiye bir çağrı yapılıyor bu kurul marifetiyle İBB’nin mülkünü Hazine’ye devretme girişimi. İBB’den tek üye. Karar verici yani valiliğin hükmü altına 6 üye. Zaten karar 6’ya 1 yazılmış. Binayı gasp ederek almayı hesaplıyorlar.”
Dün İBB genel sekreteri, İBB genel sekreter yardımcıları, İBB meclis üyeleri, Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve İBB Emlak Yönetim Daire ekipleri yalılara alınmamıştı. Belediye yetkilileri savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmuştu.
Bakanlık: Kanuna uygun
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ‘yalılarının daha önce Hazine adına tescilli olduğu ve Hazine’ye devredilmesi gerektiğinin ortaya konulduğunu’ iddia ederek yalılarla ilgili tüm işlemlerin ‘kanunların emrettiği şekilde uygulandığını’ öne sürdü.