İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, dilencilikle geçinen Suriyelilerin, durumu iyi Suriyelileri de rahatsız ettiğini, sokakta kalan Suriyelileri rızaları olmadan kamplara gönderecek bir mevzuat üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Mutlu, “Bu durumdan sadece İstanbullular değil, İstanbul’da kalan Suriyeliler de rahatsız oluyor. Suriyeli temsilciler bizlere gelerek, ‘Bunlar bizim buradaki Suriyeli misafir olma imajımızı zedeliyorlar. Bu imaj bütün Suriyelileri olumsuz etkiliyor’ diyorlar” dedi.
Suriyeli sığınmacı sayısının İstanbul’da 67 bin olduğunu belirten Vali Mutlu, sığınmacıların envanterini tuttuklarını da söyledi: “Biz, bunların İstanbul’da nerede oturduklarını, nasıl geçindiklerini, eğitim durumlarını, bunun gibi pek çok farklı bilgiyi elimizdeki envanterlerimizde kayıt altına aldık.”
Rızası olmayanların kamplara gönderilmesi de gündemde
Sokakta kalanlar için geçen kış biri Tuzla, diğeri Pendik olmak üzere iki tane misafirhane oluşturarak 700 civarında Suriyeliyi beş altı ay misafir ettiklerini söyleyen İstanbul valisi, sığınmacıların kendi rızası olmadan kamplara gönderilmesi üzerine bir mevzuat hazırladıklarını da söyledi.
Mutlu şöyle konştu: “Bunlardan 500’den fazlasını geçtiğimiz ay itibariyle kendi rızalarıyla Şanlıurfa’ya gönderdik. Geri kalanları da İstanbul’da ev tutmak itibariyle kaldı. ‘Kendi rızası olmayanların kamplara gönderilmesi’ konusunda bir mevzuat düzenlemesi üzerinde çalışılıyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda çok daha iyi neticeler alabileceğimiz bir çalışmayı başlatmış olacağız.”
Vali, İstanbul’da zabıta ekiplerinin dilenmek zorunda kalan sığınmacıların ‘önüne geçemediğini’ de söyledi: “Hepimizi üzen ve meşgul eden ve sokakta dilenmek suretiyle geçimini temin etmeye çalışan, şehrin meydanlarında, yollarında, çok farklı mekanlarda karşımıza çıkan tablolar var. Dilencilikle ilgili mevzuatımızda, zabıta ekipleri dilencilikle mücadele eder ve buna müsaade etmez. Fakat öyle bir tablo var ki, hem Sultanahmet’te olsun hem Taksim Meydanı’nda olsun bir takım uygulamalar var. Buna rağmen bunun çok da fazla önüne geçilemediğini hep birlikte görüyoruz”