Bilişim uzmanları, akademisyen ve avukatlar 5651 sayılı kanunun yetkilerini genişletmeyle ilgili yasa tasarısı hakkındaki görüşlerini belirtti.
Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun’un yeniden düzenlemesiyle alakalı yasa tasarısının insan haklarına aykırı olduğunu belirtirken, Demokrasi ve Adalet Gönüllüleri Kurucusu Burçak Ünsal, düzenlemelerin hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu söyledi.
Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Ali Rıza Keleş, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Korsan Parti Hareketi’nden Av. Serhat Koç ve Şevket Uyanık da düzenlemelerin açık bir şekilde sansür uygulaması olduğunda hemfikir.
Eczacıbaşı: İnsan haklarına aykırı
Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, 5651 sayılı kanunu en başından beri eleştirdiğini ve iyileştime beklediğini belirtirken, bugün bunun tam tersini gördüğünü söyledi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘insan haklarına aykırı bulduğu’ bir yasanın kısıtlayıcı yapısının daha da sertleştirilmesi bu hukuka açıkça aykırıdır. Ayrıca,Türkiye’nin, dünyada rekabet edebilmesinin başlıca şartı, ekonomisini bilgi temeline oturtması ve bu bilgi birikimini sürdürüp, aşmasına bağlıdır. Bunu sağlamanın yolu ise interneti kısıtlayarak bilgiye erişimi güçleştirmek, hatta imkansız hale getirmek değil, Avrupa Birliği’nde internetin denetimine dair uygulamaları tıpkı iç hukukta olduğu gibi, hakkaniyete sadık kalarak, ölçülü ve dengeli bir şekilde uygulamaktır.”
Ünsal: Dijital ekonomi zarar görecek
Demokrasi ve Adalet Gönüllüleri Kurucusu Burçak Ünsal, söz konusu düzenlemelerle dijital ekonominin iyice gerileyeceğine dikkat çekti: “Bu durum dijital ekonomimizi, ülkemizi bir bilişim yatırım cazibe merkezi olmaktan çıkaracak ve mevcut aktörleri de kaçıracak. Gelişmiş ülkelerde toplam ticaret hacminin %12′sine varan dijital ekonomi, ülkemizde saplandığı %1,5′ları aşması zorlaşacak. Bilişim ve teknoloji ülkesi olacağız, bilişim yatırımlarını artıracağız, Fatih Projesi’yle teknolojiyi ilk öğretime indireceğiz derken var olan bilişim ve teknoloji yatırımlarını kaçıracak, zaten çok büyük belirsizlikler ve yanlışlar içindeki sektörü gerçek bir kaosa sürükleyecek bir düzenleme yapılmaya çalışılmakta.
Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, Anayasa’ya ve erkler ayrılığına aykırı olan 5651 Sayılı Kanun düzeltilmesi gerekirken, (yeni düzenlemeler) ülkemizi hem ekonomik hem de hukuki bakımdan çok zor durumda bırakacak hükümler içermekte, diğer yandan da ne yazık ki tüm temel hak ve hürriyetleri de ihlal etmekte.”
Kuzuloğlu: Bize de bir sorsaydınız
Köşe yazarı ve nam-ı diğer ‘internet ekipler amiri’ Serdar Kuzuloğlu da yeni düzenlemeleri sansüre kılıf olarak olarak niteledi.
Değiştirilmek istenen maddeleri sıralayan Kuzuloğlu, “Teklifin kalanını TBMM’den inceleyebilirsiniz. Bence inceleseniz iyi olur. Zira bu blog dahil ekranınıza çıkacak (ve çıkamayacak) her şeyi o belirleyecek. Keşke vekillerimiz, kurullarımız bizim adımıza böyle ciddi kararlar alırken ‘gaz almak’ için dahi olsa bizlere de danışsa. Yoksa her şeye temsili demokrasi deyip geçecek miyiz?” diye sordu.
Keleş: Dünya internetinden koparız
Milliyet’ten Mehveş Evin’e konuşan Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Ali Rıza Keleş, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Korsan Parti Hareketi’nden Av. Serhat Koç ve Şevket Uyanık da bu düzenlemeler için benzer tedirginliklerini dile getirdiler.
Ali Rıza Keleş hiçbir sansür uygulamasının sosyal bir yaraya çözüm olamayacağını söylerken, “Çocuk ve aileyi korumak maalesef bir bahane. Hepimizin kolayca ikna olabileceği bu hassas argüman, tasarının esas amaçlarını gölgeliyor. 5651 ilk çıkacağı zaman da ‘çocuk pornosu’ öne sürülmüştü. Oysa hiçbir teknik önlem veya erişim engellemesi sosyal problemlere çözüm olmaz.” dedi.
Ayrıca URL temelli engellemelerle Türkiye’nin dünya internetinden kopacağına dikkat çeken Keleş: “Nesne / URL temelli engellemede engellenen içeriklerin neler olduğunu hiç bilememe ihtimalimiz var. Erişim engellemesi çok kolay yapılacağı için internet, biz Türkiyeli kullanıcılar için bir tür iç ya da alt ağdan ibaret olacak. Dünya internetinden kopacağız! Aynı sistemler Çin, İran ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde var.” şeklinde konuştu.
Yıldırım: Twitter da engellenebilir, Beyaz Saray da
“AİHM’in “Ahmet Yıldırım ihlal kararı”ndan sonra 5651’in daraltılması, hatta erişim engellemenin toptan kaldırılması gerekiyordu.” diyen Prof. Dr. Akdeniz, “Ancak hükümet kapsamını genişletiyor. Genişletirken de maksadını aşan siyasi bir kontrol mekanizmasının temelleri atılıyor. rişimin engellenmesi maddesine göre, olası bir senaryoda Twitter da engellenebilir Beyaz Saray da!” uyarısını yaptı.
Tır mı? Hangi tır?
Korsan Parti Hareketi’nden Avukat Serhat Koç “Bakan ve başkan için torba kanunda ’emir’ ifadesi kullanılmış. Hukuken çok sakat. “Özel hayatın gizliliğinin ihlali veya başkalarının kişilik haklarının ihlali halinde , Bakan ve başkan (TİB’i kast ediyor) erişime engellenmesinin emrini vermeye yetkilidir” demişler. Kanuna yazmış olmaları komik” yorumunda bulundu.
Şevket Uyanık ise Hatay’da içinde silah olduğu iddia edilen TIR‘a atıfta bulunarak “Bir süre önce bazı kelimeler yasaklıydı, internet sayfası alamıyordun. Şimdi bu durum bir üst seviyeye taşınıyor. Anahtar kelimelerin aramalarda çıkmasını engelleyebilirler. Bunu yapmak çok basit. Bir örnek; Hatay’daki TIR’ı gördük, içindeki göremedik çünkü ‘devlet sırrı’ oldu. Şimdi o TIR’ı da göremeyeceğiz!” dedi.
Freedom House: Özgürlük notu düşer
Freedom House’un Avrasya Programları Direktörü Susan Corke, yasa değişikliğini hükümetin farklı görüşleri kontrol altına almak için atmış olduğu bir adım olarak gördüğünü söyledi. BBC Türkçe’de yer alan habere göre Corke, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin farklı görüşleri kontrol altına almak için giderek otoriterleşen adımlar attığını belirtti. Erdoğan’ın sosyal medya toplumların en büyük baş belası şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, Gezi olayları sırasında da sosyal medyadaki mesajları yüzünden onlarca kişinin tutuklandığını söyledi. Corke, “Türkiye’yi daha da kötüye götürecek bu düzenlemeyi onaylamaması için yetkililere çağrıda bulunuyorum” dedi.
Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Raporu’nda kısmi özgür olduğunu anımsatan Corke, öngörülen değişikliğin yasalaşması durumunda Türkiye’nin notunun daha da düşebileceğini vurguladı:“Türkiye AB standartlarından ve işbirliğinden giderek uzaklaşıyor. Bu değişiklik Türkiye’de devam eden baskının bir parçası. Rüşvet ve yolsuzluk skandalından sonra Hükümet hukukun üstünlüğü ve açıklığa başvurmak yerine baskıları arttırıyor. Rüşvet iddialarını araştırmak yerine sosyal medyada tartışmaları engelleyip yargıyı sınırlandırmaya çalışıyor.”
TÜSİAD: Yasaklama refleksi kalkmalı
İnternet düzenlemelerine karşı sesini yükselten sivil toplum kuruluşlarına TÜSİAD da katıldı. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Torba Tasarı’nın içinde yer verilen düzenlemelerin kaygı verici bulan TÜSİAD, sansürün artacağına dikkat çekti: “TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun gündemine gelen 5651 sayılı Kanun değişikliklerini de içeren ‘torba tasarı’, internete sansür uygulamalarını artıracak nitelikte, kaygı verici bir düzenlemedir. Tasarı, internet erişimini engelleme kararlarının oranlı-ölçülü olmasını sağlayacak çözümler getirmemektedir. Ayrıca özel hayatın gizliliğinin ihlali iddiası halinde İdarenin emriyle erişimin engellenmesine imkan tanınması hukuk devleti normlarıyla örtüşmemektedir. Tasarının, temel hak ve özgürlükleri ve her geçen gün büyüyen internet ekonomisini olumsuz etkileyecek hükümlerden arındırılması gerekmektedir.”
“Bilgiye erişim ve bilginin yayılımında çok önemli etkiye sahip internetin ülkemizde sürekli yasaklama refleksleri ile tartışılması, bilgi toplumu olma hedefimizle de çelişkili bir durumdur. Tasarının ilgili sivil toplum örgütleri, akademisyenlerin ve internet ekosisteminin paydaşlarının görüşleri dikkate alınarak iyileştirilmesi TBMM’den beklentimizdir.”