Çözümü ifade özgürlüğünden taviz vermeden yine kendi içimizde bulmak zorundayız. Bir iç hesaplaşmaya ihtiyaç var. Özellikle de gazetecilerin ‘terörist’olarak suçlandıkları yakın dönem soruşturmalarında basının takındığı tutumu bir iç sorgudan geçirmek zorundayız.
Bunu yapmazsak en büyük zararı yine mesleğimiz görecek. Bugüne kadar bu hesaplaşmanın yapılmamasının en büyük sonucu medyanın giderek güçsüzleşip itibarsızlaşması oldu.
Öyle ki ‘4. kuvvet’ şeklinde iktidar karşısında bir denetim organı gibi çalışması gereken basın, artık neredeyse iktidarın icraatlarını topluma kabul ettirme amaçlı halkla ilişkiler ünitesine dönüştü. Bunda iktidarın basına bakışı ve baskısı kadar, gazetecilerin kendi yanlışlarının da önemli yeri vardır.
Medya artık vakit geçirmeden kendi özeleştirisini, iç hesaplaşmasını topyekûn yapmak zorundadır.