Profesör, başbakan, baba, dede olmuş birisi, henüz bir hafta kadar önce Citroen ile Ford ‘katliam’ taşımış, onca istihbarat, bilgi ve sözde takibe rağmen Ankara Garı Katliamı’nı gerçekleştirmişken, tutup bir halkı, tüm halkı ‘Biz gidersek Beyaz Toros gelir’ diye korkutmayı nasıl akıl edebilir?
Nasıl vicdan edebilir yani?
İnsanlar devlet gözetiminde, devlet ihmalinde, devlet birimleri refakatinde veya örgüt şiddetiyle katledildiği sürece, ticarinin ve caninin markasının ne önemi var?
Otomobilin markası ha ANAP olmuş, ha DYP, ha SHP, ha Refah, ha 28 Şubat, ha DSP-MHP, ha AKP, ha darbe, ha örgütler! İster ithal oto olsun, ister yerli yersiz!
Bir iktidar önce Citroen’i, Ford’u durdurur; sonra Beyaz Toros’un cezasını yazar. Hem nerede park etmiş de trafiğe çıkmayı bekliyor o Beyaz Toroslar!
Diyanet’e siyah Mercedes, Dolmabahçe’nin 27 Nisan paşasına zırhlı Mercedes, halka ise ‘Beyaz Toros ihtimali‘. İşte size trafik!
Aşkım sen geçtin ama onca insan kan içinde yatıyor!