Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
2009’un başlarıydı. Aya İrini’deki törenle ‘Başbakan Erdoğan’ Çetin Altan’a Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü verirken bunları söyledi ve devam etti:
“Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki Türkiye artık ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran Türkiye’dir ne de Nazım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan bir Türkiye’dir.”
Başbakan çok haklı çıktı! ‘Bir Türkiye’ gerçekten de ne “Nazım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapislerde tuttu” ne de “Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağırdı!” Nazım çoktan ölmüştü, sürgünde. Çetin Altan da daha sonra oğlu Ahmet’i mahkeme kapılarında gördü ama dört yıldan fazla hapsedildiğini göremedi. Lakin bu iktidar ne Nazım’ı hapsetmiş ne de Çetin Altan’ı mahkeme kapılarına çağırmış ‘Bir Türkiye’ yaratmıştı! Sıradakiler gelmişti!
‘Bir Türkiye’ de ‘Gezici’ diye Osman Kavala, Can Atalay ve diğerlerini; ‘gazeteci’ diye başkalarını, ‘öğrenci’ diye gençleri, ‘belediyeci’ diye seçilmişleri, ‘cumhurbaşkanına hakaretçi’ diye sokaktaki çoluk çocuk vatandaşları mahkeme kapılarına, hapishane parmaklıklarına çağıran ‘Tahammül ötesi demokrasi’ oldu!
Artık iktidarın iki de ‘playlist’i var: Biri masasına koşan, el öpenlerden: Gencebay, Serdar Ortaç, Tatlıses, Sibel Can, Bülent Ersoy, Kibariye, Yavuz Bingöl’ün şarkılarından oluşuyor. Keyfine keyif katıyor!
İkinci ‘playlist’te hemen ‘pause’a basılıyor. En çok çektirileni Grup Yorum, çünkü onların ‘yorumu’na ‘Bir Türkiye’de de ‘tahammül’ arşı alada! Grup İsyan Ateşi, Pınar Aydın da eklendi listeye. Ne iyiydi ki, Cem Adrian konserde onlar için de söyledi. Arada bir ‘linç’ harekatıyla Sezen Aksu’yu gördük. Gülşen de ‘iktidarın kara playlisti’nde yerini aldı. Manifest kimi kadına tahammülsüzlüğün ödülünü aldı. Şimdi de Mabel.