• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Ümit Kardaş: 'Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü' mottosu, faşist bir aparatın norm olarak kabul edilmiş haliydi

16/10/2024 08:36

1971 askeri cuntasının isteği doğrultusunda, CHP’nin de desteğiyle 61 Anayasası’nın özgürlüklerin sınırlanması başlıklı 11. maddesine “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” gibi muğlak, özgürlükleri boğmaya uygun bir ek yapıldı. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, “sosyal uyanmanın ekonomik gelişmeyi geçtiğini” belirterek anayasa değişikliği istiyordu. Bu arada Genelkurmay’da anayasa değişikliği çalışmaları yapacak olan bir “Planlama Grubu” oluşturuldu. Yani Tağmaç’ın analizine göre, emeğin sömürü ve istismarına dayalı rejime karşı tabanda bir uyanış başlamıştı. 61 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamı bu farkındalığı yaratmıştı. Sermaye bundan rahatsızdı. Bu durum bir gerilim yaratıyordu. O halde bu uyanışı bastırmak için anayasada hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getirmeye yönelik kısıtlamalar yapılması şarttı. Bu kısıtlamaların en başta geleni özgürlükleri sınırlayan “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” mottosuydu. Başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere birçok muhalefet partisi liderinin canhıraş bir şekilde savundukları bu motto geniş halk kitlelerinin hak ve özgürlük talepleri önünde bariyer görevi gören faşist bir aparatın norm olarak kabul edilmiş haliydi.

Üstelik özgürlükleri kısıtlamak için kriter olarak kabul edilen bu motto halkın sömürülmesinin yoğunlaştığı, 24 Ocak kararlarının uygulandığı dönemde Evren-Aldıkaçtı grubunca 82 Anayasası’nın hem başlangıç metnine hem özgürlükleri sınırlayan 14. maddeye konuldu. Bununla da yetinilmedi, kurnazca 3. madde içine sokularak değişmez bir norm haline getirildi. Bu hamleyle emeğin sömürüsünün sürekliliği garantiye alınırken, Kürtlerin, Alevilerin ve diğer grupların hak taleplerinin bölünmez bütünlük karşısında kabul edilemez olması sağlanıyordu. Böylece özgürlükleri keyfi bir şekilde sınırlayan bir norm ölümsüz hale getiriliyordu. Politikacıların, akademisyenlerin, gazetecilerin bu denli antidemokratik bir mottonun tarihsel serüveninden, siyasi, hukuki ve ekonomik saikinden bihaber olmaları şaşırtıcı. Peki önce özgürlükleri sınırlayan ve daha sonra başka bir cunta tarafından değişmez hale getirilen bu motto etrafında neden bu kadar fırtına koparılıyor? Anlaşılıyor ki özgürlüklerin kısılması uluslararası sermaye kadar ülke sermayedarının da çıkarını koruyor. Türkiye’yi güçsüz bırakan etnik, dinsel, mezhepsel farlılıkların yarattığı iç gerilimlerin ortadan kaldırılmasını engelleme görevini görüyor.


Söz konusu mottonun değişmez hale getirildiği 12 Eylül 1980’e gidiş süreci ayrı bir yazı konusu. Ancak şu kadarını söylemeliyim ki; monist (tekçi) bir anlayıştan plüralist (çoğulcu) bir kuruluş felsefesine geçme ihtiyacı bulunmakta. Tek etnik kimlik, tek din, tek dil, tek kültür, tek mezhep kurucu felsefesi toplumdaki çokluğu kuşatamamakta, gerilimi arttırmakta. Başlangıç metni, değişmez maddelerindeki hak ve özgürlük kısıtlamaları, tutarsızlığı, dil hataları bakımından düzeltilmesi olanaksız, yurttaşlara ve topluma deli gömleği gibi giydirilen, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin inşasını engelleyen, gelişmenin, yaratıcılığın, demokratikleşmenin, özgürleşmenin, barışın önünü tıkayan bu yükten kurtulmanın zamanı gelip geçmiş durumda. Ancak bunun için geniş temsile dayalı bir kurucu meclise, toplumsal meşruiyeti sağlayacak bir yönteme, en geniş ifade özgürlüğünün ve hukuk güvenliğinin sağlandığı bir ortama ihtiyaç bulunmakta. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uymayan bir iktidarla bu anlamda bir anayasa inşa etme imkanı bulunmamakta.

Ümit Kardaş’ın yazısı

Kategori:Günün 11'i

SON HABERLER

İran'dan yeni misilleme: İsrail'de sığınaklara gidin çağrısı yapıldı

İran, İsrail’e yeni füze saldırıları başlattı.

İsrail ordusu: İran'da yeraltı askeri üssünü vurduk

İsrail ordusu, İran’ın batısında Hürremabad’da karadan karaya balistik füzelerin depolandığı, fırlatma rampalarının bulunduğu yeraltı askeri üssünü vurduğunu ileri sürdü.

Fenerbahçe Beko'nun finaldeki rakibi Beşiktaş Fibabanka

Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde Beşiktaş Fibabanka, Anadolu Efes’i 82-75 yenerek finalde Fenerbahçe Beko’nun rakibi oldu.

Erdoğan, Trump'la telefonda İsrail ve İran'ı konuştu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump telefonda İsrail ve İran’ı görüştü.

Trump'tan İsrail-İran savaşını bitirmek isteyen Putin'e: Kendi savaşın sona ermeli

ABD Başkanı Donald Trump, doğum gününü kutlamak için arayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüştü. Trump, İsrail-İran savaşını bitirmek için arabulucu olabileceğini söyleyen Putin’e kendi savaşını bitirmesini tavsiye etti.

Ali Duran Topuz: Özel, Kürtleri Erdoğan'a mecbur bırakacak hareketlerden kaçınacağını ilan etmiş oldu
Tolga Şirin: Mesele, Erdoğan'ın bir kez daha aday gösterilmesi meselesi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 783 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Mustafa Mutlu: İnsaf organınız öldü mü?

Damla Doğan Tuncel: Yeni düzen hepimizi 'Bir gün tehlike olabilir' gerekçesiyle susturulabilecek birer hedefe dönüştürmesin…

Selin Nakıpoğlu: Bu ölüm bizleri oldukça etkiledi, dökülen gözyaşlarında 23 senedir maruz kaldığımız kötülüklerin de payı var

Osman Sert: İran'a saldıran İsrail olmasa tepkiler daha sessiz bile olabilirdi

Ayşe Yıldırım: AKP'lilerin Kılıçdaroğlu sevdasının adını net koyalım; Özgür Özel korkusu…

Onur Çanakçı: Sayın Şimşek gerçekten kötü gün 19 Mart mıydı?

Akif Beki: Asıl hedefin Türkiye olduğuna gerçekten inanıyorsanız ne yapacağınız belli

Yusuf Karadaş: İsrail ve ABD emperyalizminin derdi İran'ın nükleer programından ibaret değildir

Mehmet Ali Güller: Bölge ülkeleri tarihi bir tutum alma kararıyla karşı karşıya

Murat Ağırel: Ferdi Zeyrek kazadan iki gün önce bana belediyedeki yolsuzlukları anlattı

Recep Genel: 'Karın tokluğuna çalışıyoruz' bile diyemeyecek haldeyiz

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×