CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
İstanbul’daki Okmeydanı Cemevi’nde 2014’te cenaze törenine katılmak üzere bekleyen Uğur Kurt’u öldüren polis Sezgin Korkmaz, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla bugün yeniden yargılanmaya başladı. Sanık polisin olmadığı duruşmada mahkeme, görüntülerin izlenmesi ve bilirkişi raporu alınması talebinin reddine karar verdi.
Kurt’un eşi Narin Kurt, “Görüntüleri izlemeden haklıyı haksızı nasıl ayıracaksınız? Biz dokuz yıldır adalet bekliyoruz” dedi.
AYM’nin ihlâl kararında olayla ilgili görüntülerin mahkeme heyeti tarafından izlendiği ancak bu konuda bir bilirkişi incelemesi yapılmadığı aktarılmıştı.
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan polis Sezgin Korkmaz, Balıkesir’den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmanın başında Kurt ailesinin avukatlarından Turgut Kazan sanığın salonda bulunmamasına tepki gösterdi. Sanık polisin ailesi Kurt’un ailesinden önce salona alınırken Kurt’un ailesinin bir kısmı ‘salonda yer olmadığı gerekçesiyle’ mahkeme başkanı tarafından salona alınmadı. Bu sırada sanıklara ayrılan sandalyeler boştu. Duruşmayı Yeşil Sol Parti milletvekili Celal Fırat da takip etti.
Duruşmanın başında Sezgin Korkmaz’ın ifadesi alındı. Korkmaz, şunları söyledi: “Aracın içinde yanarak indik. Araca molotof isabet etmişti. Araçtan indikten sonra üzerimize doğru geldiği için bir el şahsa ateş ettim. Sonra havaya ateş ettim. Bu olayın olmasından (yaşanmasından) dolayı üzgünüm, yargılanıyorum, vereceğiniz karara razıyım, üzgünüm.”
Daha sonra Kurt’un eşi Narin Kurt söz aldı ve daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini, sonuna kadar şikâyetçi olduğunu söyledi.
‘Bilirkişi raporu alınsın’
Daha sonra Kurt ailesi avukatlarından Serdar Laçin söz aldı. Avukat Laçin, AYM’nin sanığın silahını dikkatsiz ve özensizce kullandığını tespit ettiğini belirtti. AYM’nin ‘taksir’den verilen cezanın caydırıcı olmadığını belirttiğini aktaran Laçin, suçla ilgili görüntülerin bilirkişi tarafından rapora dökülmediğini söyledi. Laçin, mahkemenin bu işlemleri yapması gerektiğini aktardı.
‘Orman devleti’
Daha sonra avukat Turgut Kazan söz aldı. Kazan, “Suç sayılan eylemin cezalandırılması canı yanan tarafın devlet tarafından korunduğunu göstermesi için gereklidir. Topluma ibret olması için gereklidir” dedi. Avukat Kazan, polis kurşunuyla yaşamını yitiren kişilerin davasındaki cezasızlık örneklerinden bahsederek “Böyle bir hukuk devleti olmaz” dedi. Avukat Kazan, “Cezasızlığın bitmesi için umutlu değiliz ama Türkiye’yi orman devleti olma yönünden kurtarmalıyız. Böyle bir karar bekliyoruz mahkemenizden” diye konuştu.
‘Para cezasına koşarak itiraz ettiler’
Turgut Kazan’dan sonra avukat Aslı Kazan konuştu. Kazan, sanık Korkmaz’ın olay sırasında beş yıllık bir polis olduğunu ve biber gazı silahı eğitimi aldığını söyledi. Buna karşın ‘ölümcül etkiye sahip’ silahla ateş ettiğini söyleyen Kazan, “Hedefe isabet ettiremiyor ve sanığın kurşunu Uğur Kurt’a geliyor” dedi. Sanığın amirinin beş kez ‘Sıkma’ diye uyardığını söyleyen Kazan, “Sanık uyarıyı dinlemiyor ve Uğur hayatını kaybediyor” diye konuştu. Uğur Kurt’un vurulmasından sonra sanık polisin kendi gibi polis olan babasıyla birlikte Cemal Kamacı Spor Kompleksi’nin bahçesinde görüntüleri izlediğini aktaran Kazan, “Sanık öyle bir anlatıyor ki sanki molotofu atan Uğur” dedi. Kazan, sanık polisin “Vereceğiniz cezaya razıyım” sözleriyle ilgili “12 bin 100 TL para cezasına bile koşarak itiraz ettiler” diye konuştu.
Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın avukatı Ali Rıza Kaplan da davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı da ‘suçtan doğrudan zarar görmediği’ gerekçesiyle talebin reddedilmesini istedi.
Sanık avukatı: ’AYM’nin kararı yerinde değil’
Daha sonra sanık Sezgin Korkmaz’ın avukatı Tolga Yurdakul konuştu. Yurdakul, AYM’nin kararının yerinde olmadığını öne sürerek, müvekkilinin eyleminin taksirle işlendiğini savundu. Uğur Kurt’un avukatlarının sözlerinin gerçeği yansıtmadığını iddia eden Yurdakul “Polisin silahını kullandığı ve kullanmadığı örneklere bakalım. Kullanmadığı zamanlarda daha fazla ölümle sonuçlanan olay yaşanmıştır” dedi. Yurdakul, Okmeydanı’nın ‘örgütün en etkin yer olduğunu’ savunarak savcının bu nedenle olaydan sonra keşfe gidemediğini öne sürdü.
Bilirkişi talebi reddedildi
Hâkim Adem Aygün başkanlığındaki heyet, görüntülerin izlenmesi ve bilirkişi raporu alınması talebinin AYM kararı gözetilerek reddedilmesine hükmetti. Esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyayı savcılığa yollayan heyet, bir sonraki duruşmanın 15 Aralık saat 10.30’da yapılmasına karar verdi. Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, karara tepki göstererek “Görüntüleri izlemeden haklıyı haksızı nasıl ayıracaksınız? Biz dokuz yıldır adalet bekliyoruz” dedi.
Ne olmuştu?
Uğur Kurt, 22 Mayıs 2014’te bir cenaze törenine katılmak üzere Okmeydanı Cemevi’nde beklerken zırhlı araçtan inen polis Sezgin Korkmaz’ın ateşlediği silahla hayatını kaybetti.
Kurt’u öldürdüğü tespit edilen TEM polisi Sezgin Korkmaz hakkında savcı Hasan Yılmaz’ın hazırladığı iddianamede ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan iki yıldan altı yıla kadar cezalandırılması istendi. İddianamede, Korkmaz’ın beş kere “Sıkma” diye uyarıldığına ilişkin hiçbir ifade yoktu. Savcı Yılmaz’a göre, Korkmaz ‘meşru müdafaa koşulları altında’ silahını, Cafer Karabayır olduğu değerlendirilen eylemciye yönelterek ateş etmişti. Halbuki soruşturma aşamasında ortaya çıkan belgeler, Karabayır’ın orada olmadığını göstermişti. İddianamede, Korkmaz’ın molotof kokteylli eylemden dolayı ‘orantılı olacak şekilde görev silahıyla karşılık verirken’ Uğur Kurt’u vurduğu belirtildi. İddianame ilk başta asliye ceza mahkemesine gönderildi, ancak mahkeme, şüpheli polisin ‘olası kastla öldürme’ suçundan yargılanması gerektiğini ifade ederek davayla ilgili görevsizlik kararı verdi. Bunun üzerine iddianame İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Birçok kez mahkeme heyetinin değiştiği yargılama sonunda Korkmaz’ı hiç görmeyen heyet iyi hal indirimiyle 12 bin 100 TL ceza vermişti. Korkmaz’ın mahkumiyeti istinaf mahkemesi tarafından da onanmıştı.
Bunun üzerine Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu. AYM de Kurt’un yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermişti. AYM’nin kararında, olayla ilgili görüntülerin mahkeme heyeti tarafından izlendiği ancak bu konuda bir bilirkişi incelemesi yapılmadığı aktarılmıştı. Davanın hükmünün de hâkim değişiklikleri nedeniyle başka bir mahkeme heyeti tarafından verildiği belirtilmişti.