Türkiye’de yaklaşık 30 bin Tip 1 diyabetli çocuk bulunuyor ve her yıl 2 bin kadar çocuk daha bu tanıyı alıyor.
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, Türkiye’de yaklaşık 30 bin Tip 1 diyabetli çocuk bulunduğunu söyledi. Ayrıca her yıl 2 bin kadar çocuk daha bu tanıyı alıyor.
Hatun, farklı bilim insanlarının yürüttüğü kök hücre çalışmalarının ilk verilerinin umut verici olduğunu belirtti ve “Tünelin ucu göründü” dedi.
‘Diyabetinizle arkadaş olun’
Kök hücre çalışmaları heyecan verse de kliniğe gelmesi yani tedavi seçeneklerine eklenmesi için daha zamana ihtiyaç var. Hatun yıllardır aynı şeyi öneriyor: “Diyabetinizle arkadaş olun.”
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, ‘Diyabet Arkadaşım mı? Benim Gözümden Bak!’ sergisi düzenlendi.
Sergide 13 diyabetli çocuk, deneyimlerini paylaştı. Kendilerinin çizdiği en sevdikleri arkadaşları vitraya yansıtıldı.
Diyabeti hayatlarının bir parçası haline getiren çocuklar, aileleri ve arkadaşlarının yaklaşımlarını da anlattı. Çocukların anlattıkları belgeselleştirildi ve YouTube’da yayınlandı.
Dünya Diyabet Federasyonu (IDF) bu yılın 14 Kasım Dünya Diyabet Günü temasını ‘Diyabet ve Esenlik (sağlıklı/mutlu hissetme)‘ olarak belirledi.
Hatun, söz konusu serginin açılışında hem Tip 1’liler hem de ailelerine seslendi. Diyabetle arkadaş olmanın, diyabetle barışık yaşamanın ilk adımı olduğunu belirten Hatun şöyle devam etti:
“Diyabetle karşılaşınca geçmişi geride bırakıp geleceğe bakmak, diyabetle barışık bir yaşam sürmek en iyisidir. ‘Arkadaşım Diyabet’, işte bu felsefenin adı.”
‘Kan şekerinin ötesine bakmamız gerekiyor’
Hatun, Tip 1 diyabet yaşam boyu sürdüğü için de başka bir bakışa ihtiyaç olduğunu söyledi:
“Diyabetli çocukların ve gençlerin yaşamını esas ‘gölgeleyen’, diyabetin kendisinden çok diyabetle ilgili algılar, bilgisizlikler, önyargılar ve duyarsız tutumlar.
Diyabetle ilgili etiketlenme veya ayrımcılık, ilaçlara ve malzemelere veya bir sağlık uzmanının desteğine erişimle ilgili sorunlar, günlük diyabet yönetimi, komplikasyon gelişme korkusu, enjeksiyon korkusu gibi çeşitli zorluklar iyi olma halini olumsuz etkilemektedir.
Bütün bunlar dikkate alındığında daha iyi bir diyabet yaşamı için kan şekerinin ötesine bakmamız gerekiyor.”
Öte yandan diyabetle yaşayanlarla yapılan son araştırmalara göre:
- Yüzde 36’sı diyabete bağlı stres içinde,
- Yüzde 63’ü diyabete bağlı komplikasyonlardan korkuyor ve bu durum sağlık ve mutluluklarını etkiliyor,
- Yüzde 28’i durumlarıyla ilgili olumlu düşünmekte zorlanıyor.