TUĞBA ÖZER
@tugbaaozerr
Türkiye İşçi Partisi (TİP) uygun bir adayda uzlaşı sağlanması durumunda cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda bitirmek istediğini açıkladı. Partinin genel başkanı Erkan Baş, “Erdoğan’ın ilk turda yenileceğine inanıyorum” dedi.
Baş ve TİP İstanbul Milletvekilleri Sera Kadıgil ile Ahmet Şık, İstanbul’da gazetecilerle bir araya geldi.
Burada konuşan TİP lideri, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin CHP yönetimine, şu mesajı ilettiklerini söyledi: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ortadan kaldırmak isteyen, ‘Ben bu koltuğa oturmak değil, bu koltuğu yakmak istiyorum’ diyen bir aday çıkarsa, TİP hiçbir pazarlığa girmeden, görüşme ihtiyacı bile duymadan bu adaya oy verir ve bu meseleyi ilk turda bitiririz.”
Ekonomik kriz
Ülkedeki ekonomik krize değinen Baş, şunları kaydetti: “Muhalefette, AKP’nin ekonomi yönetimi konusunda beceriksiz olduğuna ilişkin bir algı var. Biz tam tersini söylüyoruz; onlar aslında çok becerikliler bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Bu ekonomik modelin temelinde de Türkiye’nin en tepesindeki yüzde 1’i zengin etme stratejisi var. Bu kesimin servetini garanti altına alırsam iktidar koltuğunda oturmaya devam ederim diye düşünüyor iktidar. Toplumun yüzde 99’unun çıkarlarını merkeze koyan ve buna uygun bir ekonomik model hayata geçirebilen bir yaklaşım olmadığı sürece, Türkiye’nin bu sorunlarının çözülmesi mümkün değil.”
‘Dördüncü itifak’ iddiaları
Aralarında Gelecek ve DEVA gibi partilerin bulunduğu, sağ bir ‘dördüncü ittifak’ın kurulacağı yönündeki iddiaları değerlendiren Ahmet Şık ise bunların duyumdan ibaret olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Ne aşamadadır, nedir bilmiyorum. O partiler adına konuşmamız da yakışık almaz. Ama biz her yerde şunu söylüyoruz: Çaresiz hissedebilirsiniz ama mevcut iki ittifaka yani ‘millet’ ve ‘cumhur’ ittifakına mahkum değilsiniz. Pusulada üçüncü bir seçenek mutlaka olacak. TİP de üçüncü ittifak ya da başka biçimlerde anılan ittifakın bir parçası olacak. İçinde kimler, hangi partiler olur bununla ilgili görüşmeler hala sürüyor.”
Kadıgil ise, dördüncü bir ittifak kurulma ihtimaline inanmadığını, yakın zamanda genişletilmiş bir ‘millet ittifakı’nın açıklanmasını beklediğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Kendi adımıza konuşmak gerekirse, biz başından itibaren ‘Türkiye kutuplaştırılmak isteniyor, bu milliyetçi muhafazakar bir kutup ve bunun içinde temsil edilmediğini hisseden milyonlarca insan yaşıyor bu ülkede’ diyoruz. Bu yüzden mümkün olan en geniş üçüncü ittifaka ihtiyaç duyuyoruz.”
‘Parlamentoyu önemli kılmak gerek’
‘Güçlendirilmiş parlamenter sistem’e ilişkin konuşan Erkan Baş, ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ortadan kaldırılacaksa, parlamentoya çok fazla görev düştüğünü’ belirterek, şöyle devam etti: “Şöyle bir alışkanlık oluştu; parlamento işlevsiz, önemsiz. İktidar parlamentoyu işlevsiz bir hale getirmek istiyor, bu konuda katılıyoruz bu eleştirilere. Ancak şurada ayrışıyoruz: İktidarın bu talebinin reddedilmesi gerekiyor. Parlamentoyu önemli kılmak gerektiğini düşünüyoruz. Sokaktaki mücadeleyi parlamentoya taşıyabildiğimiz sürece önemli hale gelir. Gelecek açısından ise bu konu daha önemli.
Cumhurbaşkanlığı seçimine çok fazla kilitlenildi ama eğer bizim amacımız cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ortadan kaldırmaksa, Erdoğan bir yenilgiye uğratılacaksa ve seçilen kişi bunu ortadan kaldıracak bir sisteme moderatörlük yapacaksa, o aşamada parlamento çok önemli olacak.”
Soldaki ‘parlamenterizm’ tartışmalarına da değinen Baş, şunları ifade etti: “İddialı olacak ama önümüzdeki seçimi sadece bir seçim olarak değerlendirmiyoruz. Kemal beyin (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) ifadesiyle söyleyecek olursak, en geç 2023’te yapılacak seçim Cumhuriyet’in ikinci 100 yılının nasıl şekilleneceği konusuna bir yanıt olacak olacak aynı zamanda.”
‘Sokağa çıkan işçiler üçüncü ittifak ihtiyacının en net görüntülerinden’
Baş, son dönemdeki işçi eylemlerine ilişkin ise şöyle konuştu: “İşçi toplulukları çok hızlı bir biçimde bir araya gelerek sokağa çıkmaya başladı. Türkiye’de sendikal örgütlülük oranı sistematik şekilde düşürülüyor ve en son Farplas eylemi örneğinde gördüğümüz gibi sendikalaşma girişimi doğrudan devletin en merkezi organları tarafından bastırılabiliyor. Bu, iktidar cephesinin işçilerin örgütlenmesi açısından korkusunu da gösteriyor.
Ancak burada sadece sendikal örgütlülüğün eksikliğinden değil siyasal muhalefetin, ekonomi temelli geniş rahatsızlığı temsil edememesiyle ilgili de problem var. Sokağa çıkan işçiler ‘Bizim talebimizi, beklentimizi bizden başka ifade edebilecek bir kuvvet yok’ mesajı da veriyorlar. Bu işçiler üçüncü ittifaka duyulan ihtiyacın en net görüntülerinden biridir.”
‘Amacımız kavganın temsilcisi olmak’
“Biz siyaseti gençleştirmek, kadınlaştırmak, mücadelenin her alanında kavga eden insanların aynı zamanda siyasal temsiliyet kazanmasını sağlayan bir model üretmek zorundayız” diyen TİP lideri, şöyle devam etti: “Önümüzdeki parlamento seçimlerinde memleketin neresinde mücadele eden insanlar varsa onların TİP adayı olarak bu seçimlere girmesi gerekir. Biz buna açık olacağız. Türkiye’de bu iktidarla bir hesaplaşma içerisinde olan örgütlü halk güçleri, TİP listeleri size açıktır. Bunlar seçime girmeye hakkı olmayan partiler kadın, çevre, LGBTİ+ örgütleri olabilir. Amacımız kavganın temsilcisi olmak.”
‘İleri-gerici’ tartışması
TİP milletvekilleri, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un Meclis’teki konuşması sonrası başlayan ‘gerici-ilerici’ tartışmalarını da değerlendirdi.
Baş, şunları aktardı: “Biz iktidarın karakterini siyasal İslamcı olarak tanımlıyoruz. AKP, dinci, gerici, yobaz, şeriatçı bir parti aynı zamanda. Siyasal İslam, özellikle toplumun yoksullaşmış kesimlerinin din aracılığıyla yönetilmesini amaçlar. Dolayısıyla AKP rejimini tartışırken mutlaka bir ilerici-gerici tartışmasını yapmak gerekir, bundan kaçma şansımız yok. AKP Türkiye’yi laik bir ülke olmaktan çıkarmak istiyor. Bu nedenle laiklik Türkiye’de mücadele edilmesi, sahiplenilmesi gereken bir konudur.”
Sera Kadıgil de Oya Ersoy’un hedef seçilmesinde kadın olmasının payının yüksek olduğunu ifade ederek, Ersoy’a şu sözlerle destek çıktı: “Oya’nın söylediği sözlere katılıyorum. 1500 yıl öncesinin toplumsal kodlarıyla bugünü yönetmeye çalışmak gericiliktir. Bunun üzerine bu kadar gidilmesinde bence Oya’nın kadın kimliği öne çıkıyor. Bu gericilik-ilericilik tartışması en çok zaten kadınlar üzerinden yürütüyor.”
‘Türkiye’de İslamcıların değil, ateistlerin, gayrimüslümlerin sorunu var’
Ahmet Şık Ersoy’a muhalefet içerisinden yöneltilen eleştirilere değinerek, şunları söyledi: “Ersoy’un söylediklerinde inancına hakaret yok. Muhalefetin içerisinden de bunu anlamayarak ya da anlamamış görünerek iktidarın sıkıştırdığı bir alandan tartışma yürütmek siyasal ahlaka aykırı.
Türkiye’de siyasal İslamcıların tarif ettiği gibi inanç meselesine dair bir sorun yok ortada. Tam aksine Türkiye’de İslami düşünceye sahip olmayanların inanç özgürlüğü sorunu var. Ateistlerin, sünni olmayanların, gayrimüslümlerin sorunları var. İnanç tartışacaksak bunları konuşmamız gerekiyor.”
‘Bu işi ilk turda bitirelim’
Baş, konuşmasının sonunda ise gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tavırlarını ortaya koyarak, şunları kaydetti: “Daha önce sağcı aday koydunuz, sonuçlarını gördük bunu yapmayın diyoruz. Ekmeleddin İhsanoğlu örneği var. İkinci turda zaten oy verebileceksek ilk turda oy verelim bitirelim bu işi istiyoruz. Açık konuşayım bir taraftan ‘millet ittifakı’na açık çek veriyoruz, bir taraftan da tehdit ediyoruz. Yanlış yapmayın, bizi halka sordurmak zorunda bırakmayın. Ama böyle bir hata yapılırsa da sorumluluk bizden gitti.”
Bu konuyu CHP genel merkeziyle görüşmesinde de dile getirdiğini söyleyen TİP lideri, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın AKP’ye karşı biriken öfkesini, kendi kişisel ikbali için değil de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ortadan kaldırmak isteyen, ‘Ben bu koltuğa oturmak değil, bu koltuğu yakmak istiyorum’ diyen bir aday çıkarsa, TİP hiçbir pazarlığa girmeden, görüşme ihtiyacı bile duymadan bu adaya oy verir ve bu meseleyi ilk turda bitiririz.”