EFE SÖNMEZ
efesonmez@diken.com.tr / @efesonmezz
Kısa süre önce yayınlanmaya başlayan Tezgah dergi ‘isim hırsızlığı’yla suçlandı. Dergi ise isimlerinin yasal olarak 2006’dan beri kendilerine ait olduğunu bildirdi.

Tezgah dergi ve Tezgah fanzin
Yazarları arasında Sunay Akın, Yılmaz Vural, Alain de Botton, Sadettin Teksoy ve Sadi Celil Cengiz’in de olduğu ‘mizah-kültür dergisi’ Tezgah, Ocak 2018 sayısıyla raflardaki yerini aldı.
Dergi, sosyal medya üzerinden geçen yılın aralık ayının ilk haftasında reklamlara başladı. Ancak dergi aynı ismi taşıyan Tezgah fanzin tarafından bazı suçlamaların da hedefi haline geldi.
Tezgah fanzinin yayıncıları, fanzinlerinin Ağustos 2014’ten bu yayın hayatını sürdürdüğünü, yakında da 12’nci sayılarının çıkacağını belirterek Tezgah derginin ‘kendilerine ait olmamasına rağmen ismi kendilerine mal ettiğini’ öne sürdü.
Eleştiri yönelttikleri Tezgah derginin Twitter’dan kendilerini de engellediğini duyuran fanzin ayrıca ‘#tezgahfanzindirdergideğil’ etiketiyle de destekçilerini Tezgah dergiyi protesto etmeye çağırdı.
Fanzinle derginin isim tartışması, özellikle fanzinciler arasında gündem oldu.
‘Fastfood dergiye tepki’
Diken’e konuşan Tezgah fanzinin yayıncılarından Abilmuhsin Özsönmez, derginin Tezgah ismini kullandığını öğrendiğinde önce dergiye mesaj gönderdiğini ancak yanıt alamadığını söyledi.
Fanzindeki diğer arkadaşlarıyla görüştükten sonra sosyal medyada duruma dikkat çekmek için kampanya yapma kararı aldıklarını aktaran Özsönmez, kampanyalarının beklediklerinden daha fazla ilgi gördüğünü ifade etti.
Özsönmez, ‘renkli popüler fastfood dergiler’e halihazırda tepki olduğunu belirterek sosyal medyada destekçi bulmalarının kolaylaştığını belirterek “Diğer sebebin fanzin ruhu olduğunu söyleyebiliriz. Fanzinlerin bağımsız olma, anti-popüler ahvali de birçok destekçi bulmamızı sağladı” diye konuştu.
‘Esas mesele etik’
Tezgah fanzin yayıncısı sözlerini şöyle sürdürdü: “‘İsmimizi çaldılar’ ifadesine yaslanmamız ise tamamen yaygaradan medet ve sosyal medyanın bu anlamdaki vaka-ı adiye ahvali. Halid Metin’in bu konuyla ilgili olarak bloğumuzda yayımladığımız yazısında da belirttiği üzre esas mesele etik. Kanunen bihak etik olarak haklı olduğumuz bu durumda yaygara üslubumuz (İsmimizi çaldılar) eleştirilebilinir eyvallah ama dikkat çekmenin dışında bir gayemiz yoktu. Zaten kanunu, ISBN’yi bilen hiçkimse de ortada bir hırsızlık olduğunu iddia edemez. ‘Yahu Google’a da mı bakmadınız, küçük bir araştırma da mı yapmadınız mübarekler’ gibi serzenişlerimizin de bir karşılığının olduğunu sanmıyorum. Zira o taifenin böyle şeylerden dipte ilerleyen nitelikli debiden bihaber olmamaları anormal olurdu. İşin o kısmı ayrı bir başlık lakin esas fecaat verdikleri cevapta idi ki zaten birçok kişi de o cevaptan sonra tepki verdi. Twitter hesplarından yapıp kısa bir süre sonra sildikleri açıklamada kısaca ‘Siz fanzinsiniz biz dergiyiz’ dediler ve akabinde kendilerine mesaj ve mention’la tepki veren herkesi engellediler.”
‘İsim fanzine ait değil’
Tezgah dergi ise suçlamaları kabul etmeyerek isim hakkının yasal olarak kendilerinde olduğunu bildirdi.
Dergi yönetimi iddiaların sorulması üzerine Diken’e şu açıklamayı gönderdi:
“Öncelikle bu konuda bize de söz hakkı tanıdığınız için teşekkür ederiz. Açıklamanın haberde birebir yer almasını rica ediyoruz. Bahsi geçen konuyla ilgili daha önce bir açıklama yapmıştık, ancak yaptığımız açıklamaya cevaben bolca küfür, tehdit aldığımız için tarafsız bir muhataba daha detaylı açıklama yapmayı uygun buluyoruz.
Suçlamalar bizim bahsi geçen yayının ismini ‘çaldığımız’ iddiası üzerinden başlayarak yayına katkıda bulunan kırka yakın insanın emeğini yok sayıp, kimilerine taciz mesajları atmaya kadar gelmiştir. ‘Tezgâh’ ismi, bahsi geçen fanzine gerek yasal olarak, gerek kronolojik olarak ait değildir. Marka ‘2006’ yılından bu yana tescillidir, Kültür Bakanlığı ISSN bürosu ve basın savcılığı tarafından da onaylıdır. Başka kimden izin alınması gerektiğini bilmiyoruz ama isim hakkı sahibinin ismi ne zaman kullanmak isterse o zaman kullanma ve kullandırma hakkına sahip olduğunu biliyoruz.
‘Dergi kadrosunda birçok fanzinci var’
Herkesin yayıncılık anlayışı kendi dünya görüşüne göre şekillenebilir. Yayıncılıktan herhangi bir ekonomik kazanç elde etmeme fikrine de saygı duyuyoruz. Ama yayıncılıktan para kazanmanın ‘namussuz’ bir iş olduğunu düşünmüyoruz. Derginin ana omurgasını, yıllarca fanzin çıkarmış, herhangi bir şekilde başka bir işten para kazanmayı düşünmeden sadece yazı yazmak üzerinden hayatını idame ettirmeye karar vermiş, henüz tanınmamış fakat bu alanda nitelikli işler yapan birçok arkadaşımızın oluşturduğunu belirtmek isteriz.
‘İş satışı engellemeye kadar gitti’

Bazı fanzinciler dergiyi ‘#tezgahfanzindirdergideğil’ yazısıyla protesto etti.
Mailinizde sorduğunuz üzere bu durum artık bir ‘tartışma’ vasfından öteye geçmiş ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla hem sosyal medyada hem de derginin satıldığı bayilerde satışını engellemeye yönelik eylemlere kadar gitmiştir. Yine sorduğunuz üzere bizim fanzinin yayınını engellemeye ilişkin herhangi bir tavrımız olmayacaktır, böyle bir şey de mümkün değildir. Zaten Türkiye’de hak ettiği yerde olmayan yayıncılığın bu şekilde bir yere gelebileceğini düşünmüyoruz. Arkamızda herhangi bir sermaye gücü olmadan, ciddi ekonomik sorumlulukları paylaşarak, daha geniş kitlelere özgürce derdimizi anlatabilme umuduyla çıkardığımız mizah, kültür dergisi Tezgâh ekibi olarak fanzin çıkarmanın ne demek olduğunu biliyoruz. Bu zamana kadar birçok fanzin dönemin müzik kültürünü etkilemekten, gençlik hareketine dönüşmeye kadar geniş çapta etkiler yaratmıştır. Fanzin kültürü okumaya, yazmaya önem veren kim için değersiz olabilir ki. Fakat fanzin kültürünün Twitter üzerinden ‘Kolpaçino Capsi’yle tehdit ederek savunulmayacağına da eminiz. Biz bu zamana kadar nezaket sınırlarını koruyarak derdimizi anlatmaya çalıştık bundan sonra da tavrımız aynı nezaket sınırları içerisinde devam edecektir. Ancak dergiye ve emekçilerine karşı yapılan saldırıların devam etmesi durumunda yasal zeminde hakkımızı arayacağız.”