NESLİHAN KAZDAL, MAPAI
uranesinfo@gmail.com
uranes.org
Yeni sezon herkese hayırlı olsun. Hepimizin yaz mevsimiyle iyi şeyler depoladığımızı, hayatımıza dönecek güzel şeyler biriktirdiğimizi ve rutin meşgalelerimizle ilgilenecek enerji ve çabaya hazır olduğumuzu umalım.
Okullar açıldı, yeni yayın dönemi başladı, şehir hareketlendi. Gökyüzü de hareketli. Senenin ikinci tutulma mevsiminin eşiğindeyiz. Kimilerinin tutulma koridoru dediği, kimilerinin içinden geçtiğimiz metaforik bir tünel gibi tariflediği şu iki haftanın etkilerini ağustosun ikinci yarısından beri hissediyor olabiliriz.
Tutulma Mevsimi
Önce bir tamamlanma evresi olan dolunay ve ay tutulması ile bu geçişe adım atıyoruz. 18 Eylül 2024 Çarşamba Türkiye saatiyle sabah 05.34’de 25 derece Balık’ta Ay Tutulması gerçekleşiyor.
Hemen ardından 22 Eylül 2024 Pazar 15.43’te Güneş Terazi’ye ilerliyor. Ekinoksla birlikte gece ve gündüzün eşitlendiği bu denge döneminde yazı kapatarak sonbahar mevsimine adım atıyoruz.
İki hafta sonra, 2 Ekim 2024 Çarşamba 21.49’da ise 10 derece Terazi’de gerçekleşecek bir yeniay ve güneş tutulmasına hazırlanıyoruz.
Hayatımızdaki ilişkiler, ortaklıklar, hizmet alıp verdiğimiz yerler ve insanlarla ilgili bir kapanışla birlikte belki daha tam adını koyamadığımız ama suyun altından yüzeye yaklaştığını anladığımız bir yeniye yöneldiğimizin ayırdına varıyoruz.
Şimdi ilk dönem ve aşamaya, dolunay ve ay tutulmasına bakalım.
Başak Balık Ekseni
22 Ağustos’tan beri Başak dönemindeyiz. Bir zanaatkar gibi titizlenmek, ince eleyip sık dokumak, işlemeyen yerleri işler kılmak, hizmet etmek, düzeni sağlamak için çalışıyoruz. Başlarda belki bu dinamikleri daha içsel, geriye dönük çalıştırdık, çünkü Merkür geriliyor ve tamamlanmamış işlere ışık tutuyordu. Eylül ayında işlerin yavaş yavaş hızlandığına, rutinlerin yerine oturmaya başladığına şahit oluyoruz. Ayıklamak, temizlemek, tasnif etmek, sağlığa eğilmek, neresi düzenlenip iyileştirilecekse oralara eğilmek zihnimizi, bedenimizi, yaşamımızı, işlerimizi etkin hale getiriyor.
Öte yandan elimizden geleni yaptığımızın bilinciyle bazı şeylerin artık olduğu kadar olduğunu görüyor, daha fazlasını koymanın, vermenin, ittirmenin mümkün olmadığını da farkediyoruz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, elde ne varsa o. Eldeki gerçek miymiş değil miymiş, yalan mıymış fantazi miymiş, kabul edilebilir miymiş vazgeçilebilir miymiş? Ayıklamakla anlamlandırmak, karar vermekle verememek arasında salınıyoruz.
Dolunay ve Ay Tutulması
Güneş’in ışığını tam olarak yansıtan dolunay Balık’ta ay tutulmasıyla birleşerek içinde bulunduğumuz durum neyse ona teslim olmaya çağırıyor. Bir Başak gibi çalıştık, çabaladık, eledik, ayıkladık ve artık nereye vardıysak onunla bütünlendik, tamamlandık. Elde olanı kabul etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Bu bir ceza değil, müthiş bir ödül çünkü özgürleştirici, güçlendirici, olduğumuz gerçeklikten ileriye sıçratacak bilincin bizzat ifadesi.
İşte bu kabul bir karar içeriyor. Olanla kalmak ve ona teslim olmak ya da varolandan çıkmak, olagelenden artık vazgeçmek.
Vardığımız yerle bir ve bütün hissediyorsak yaşam bizi alıp ileriye taşıyabilir. Aksine hayalkırıklığı, çaresizlik, feragatler getiriyorsa kurban olmayı bırakıp kendimizi kurtarmayı seçmek bu tevekkül ve kabulün olumlaması olabilir. Kabulün getirdiği özgürleşmeyi ve içinden dönüşerek güçlenmeyi kendimize hatırlatalım, bunun elimizde olduğunun ayırdına varalım.
Yine de aceleye gerek yok. Sakin. Belki dış dünyada yükselen sular, süregelen olaylar kapılıp gidiyormuşuz, kontrolsüz savruluyormuşuz gibi hissettirebilir. Duygu denizimizin kabarması boğuluyormuşuz, yutuluyormuşuz, bir türlü yüzeyde kalamamıyormuşuz gibi çalkantıları getirebilir. Her şeyin bir sonu olduğunun hüznüyle sağaltıcılığı birlikte çalışabilir.
Neptün, Uranüs, Plüton
Dolunayın yanında konumlanmış Neptün işte bu olaylar ve duygular silsilesini yükseltip kabartmaya müsait büyük sisçi gibi dümende. 2011’den beri kendi arenasında ilerlediği Balık’ta bize hepimizin aynı yaşamın parçası olduğumuzu bazen şefkat ve merhamet, bazen çaresizlik ve kurbanlıklar içinden göstermekte. Bir sisin içinde bazen zenginleştirici bazen eritici temalarla salınıyoruz.
İşte şimdi bu sisin içinden gerçeklerin belirdiğini görüyor; artık yalan ve aldanmanın, kafamızı çevirip kaçmanın işe yaramadığını anlıyor; kendimize ve gerçekliğimize teslim olmanın şifasının ayırdına varıyoruz.
Uranüs ve Plüton da bu siste yolumuzu bulmamıza destek oluyor. Kendimizi teslim ettiğimiz yerde varolan gerçekliğin dışına hızlıca çıkabilir, içinden evrilerek bambaşka hedeflere dönebiliriz. Özgürlük de güçlenmek de o kabulleniş ve teslimiyetin içinde.
İlişkiler, Mücadeleler
Haritanın 1. ve 7. evinde konuşlanmış Güneş ve Ay bu iyileştirme ve kabullenme eksenli temaların ben-biz dinamiklerinde, birebir ilişkilerimizde, romantik ve iş evliliklerimizde yaşanabileceğinin göstergesi. Ay Düğümleri’nin hala Koç-Terazi aksında ilerlemesi ilişkilerimizdeki dengeyi hatırlarken kendi istek ve arzularımızın yönünde olmayı olumladığının ifadesi.
Bu dönem bizleri geliştirecek yön olan Kuzey Ay Düğümü Koç’un yöneticisi Mars Yengeç’te ve ay düğümlerine sert açıda. Hem kendimizle hem diğeriyle ilişkilerimiz gündemde. Mücadelemizse evimizle, yuvamızla, ailemizle, ihtiyaçlarımızla, annelik ekseninde, iç dünyamızla. Kendimizi suyu ısınan bir düdüklü tencere gibi patlamaya hazır hissettiğimiz dinamikler içinde buluyorsak oradaki çalkantıların yatıştıracak ihtiyaçlarımıza eğilelim, kendi kendimizin evi, ailesi, yuvası olmayı önceliklendirelim.
Zihnimiz kategorik ve analitik olabilir, ama omurgamızın manevi bir sağlamlıkta durup duramaması sistemi işletmekle ketlemek arasında bırakabilir. Zihin ve duygu entegrasyonu, beden ve ruh bütünlüğü, dış dünyayla iç dünyanın tamamlayıcılığı bütün bu alma verme evreninin içindeki esas anahtar olabilir.
Tutulmanın Sabian Sembolü
Bu bir dolunay fazı olmasına rağmen tutulma sembolü bir yeniaydan bahsediyor.
BİR YENİAY İNSANLARIN BAŞKA PROJELERE YÖNELME ZAMANININ GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR
Demek ki bu sembol insanın hayatında başka bir aşamaya geçmesinin, belki birbirinden ayrılma zamanının geldiğini görmesi, bunu kabullenmesiyle ilgili. “Başka Projelere Yönelmek”, odağımızın değiştiğine ve büyük ihtimalle yolların ayrıldığına bir işaret. Burada yeni başlangıçlarla ilgili bir resim görüyoruz. Herkes içinde bulunduğu duruma farklı tepki verebilir, aynı şekilde davranmayabilir. Bunu anlamak ve kabul etmek de önemli. Yeniay zamanı geldiğinde odağımızı ve enerjimizi arzularımıza ve projelerimize yönlendirmemizde fayda var. Niyetleri ortaya koymak, bunları dürüstlük, samimiyet ve sevgiyle ifade etmek yüzümüze yeniye çevirmenin ilk adımları olabilir.
Geçmişten Geleceğe
Bu seneki tutulmalar 2005 yılındaki başlangıç ve bitiş temalarını önümüze yeniden getiriyor. On dokuz sene önce Balık’ta bu tutulma yoktu ama iki hafta sonra gerçekleşecek Terazi Güneş Tutulması aynı derecede gerçekleşmişti. Sabian sembolündeki niyet ve odağı düşünerek o zamandan bugüne neleri yeniden yaşıyor, benzer temaları deneyimliyoruz? On dokuz senenin deneyimiyle şimdi neyi farklı bir şekilde teslim edip yeniye yüzümüzü dönüyoruz?
2 Ekim’deki yeniay ve güneş tutulması geçmişten bugüne gelmiş ve artık tavsamış ilişki tiplerini bırakmaya, yeni bir denge ve denkliğe geçmeye çağıracak. İşte o zamana dek şimdi ayıklayıp bırakacağımız, iyileştirip kabulleneceğimiz meselelere bakalım. Kendi kurtuluşumuzu kendimiz yaratalım.
“Bir şeyler bitmiş, bir şeyler başlamıştır. Unumuzu elemiş, eleğimizi asmışızdır. Yaz biteyazar, sonbaharsa kapıdadır. Ruhlar gezgin, zihin canlıdır. Her şey yerli yerinde, her şey kendi zamanındadır. Evimiz yurdumuz da tam burasıdır.”