‘Amirallere suikast’ soruşturmasını yürütürken yarbay Ali Tatar’ı ikinci kez ifadeye çağırıp intiharına yol açan dönemin özel yetkili savcısı Süleyman Pehlivan hakkında fezleke hazırlandı.
Fezlekede Pehlivan’ın soruşturmalarının yanısıra Yargıtay üyeliği döneminde de ‘FETÖ’ talimatıyla hareket ettiği ve ‘ByLock’ kullanıcısı olduğu belirtildi.
Darbe girişiminin ardından yakalama kararı çıkartılan 14 Yargıtay üyesinden biri olan Pehlivan, karar üzerine firar etmişti.
Pehlivan, 3 Ağustos 2016 tarihinde İzmir’de teslim olmuştu.
‘Örgüt adına hareket etti’
Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre, Yargıtay başsavcılığına gönderilen fezlekede Pehlivan’ın ‘FETÖ’nün amaçları doğrultusunda, ordu, bürokrasi, emniyet ve yargı gibi kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü diğer personelleri sistem dışına çıkarıp, kendi mensuplarını bu makamlara getirdiğine’ yer verildi.
Ayrıca fezlekede, FETÖ yargı yapılanmasının ‘Askeri Casusluk’, ‘Balyoz’, ‘Amirallere Suikast’, ‘Ergenekon’ gibi proje soruşturmalar ürettiği anlatıldı. ‘Balyoz’ ve ‘Amirallere Suikast’ dosyalarında görev yaptığı vurgulanan Süleyman Pehlivan hakkındaki bazı iddialar sıralandı.
‘FETÖ yargı yapılanması’ eğitim biriminde görev aldığını belirten eski Anayasa Mahkemesi raportörü Recep Ünal’ın Pehlivan ile ilgili fezlekede şu itirafları yer aldı: “Cemaat’in yargı içerisinde bir eğitim birimi vardır. Bildiğim kadarıyla bu birim bazı büyükşehirlerdeki yargı mensuplarının çocuklarının eğitimi ile ilgili işlemlerini takip eder. Bir dönem ben de eğitim biriminde görev aldım. Velilerden hatırladıklarım Yargıtay üyeleri Mustafa Akkuş, Reşat Taşdelen, Mahmut Kış, Danıştay üyesi Vahit Bektaş, Yargıtay savcıları Ramazan Doğan, Burhan Gelgör. Danıştay üyesi Kasım Davas, Yargıtay üyeleri Süleyman Pehlivan, Mehmet Murat Yönder ve İdris Asan da vardı. Bu kişilerle de çocukları nedeniyle tanışmıştım.”
Fezlekede ‘ByLock’ kullanıcısı Pehlivan için “Yüksek mahkemede (Yargıtay) görev yaptığı esnada da örgüt adına hareket ettiği görülmektedir” denildi.
Yarbayın dramı
7 Aralık 2009’da tutuklanan Tatar, dokuz günün ardından 16 Aralık tarihinde tahliye edilmiş, Pehlivan’ın karara itiraz edip tutuklama istemesi üzerine 18 Aralık 2009’da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla Tatar’ın tutuklanmasına karar vermişti.
Tatar, 19 Aralık 2009 sabahı bazı subayların tutuklama kararını uygulamak için evine geldiği esnada, “Beni oraya koymayın”diyerek banyoda intihar etmişti.
Tatar, banyoya gitmeden önce eşi Nilüfer Tatar’ın eline “Şunu bilin ki en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum” sözleriyle biten bir mektup bırakmıştı.
Nilüfer Tatar, eşi Ali Tatar’ın cenazesinde “Eşimin katili sensin Süleyman Pehlivan” demiş, Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar ise darbe girişiminin ardından Pehlivan için, “Teslim ol. Adil yargı karşısında hesap vermeni istiyoruz. Sana haksızlık yapılırsa karşısına dikiliriz” demişti.