Hakkında ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla fezleke hazırlan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu “AKP iktidarı, ele geçirdiği bütün devlet kurumlarını siyasal çıkarlarına alet etmekten kaçınmamaktadır” dedi.

Fotoğraf: DHA
Tanrıkulu fezlekeye ilişkin açıklamasında “Yedi yıldır orada duran sloganın ve aylar önce paylaştığım iki tweet mesajının, seçimlere dört gün kala terör propagandası soruşturmasına konu edilmesi yargının siyasallaştırılmasının en son örneklerinden birini oluşturmaktadır” diye konuştu.
Anadolu Ajansı, Ankara başsavcılığınca hazırlanan fezlekede CHP’li vekile yönelik iki suçlamanın yer aldığını bildirmişti.
Bunlardan ilkinin, Muğla’da çıplak gözaltı yapılan PKK şüphelilerinin fotoğrafını 6 Ekim 2017’de paylaşarak “Bu fotoğraf hiç unutulmaz ve insan hakları ihlalleri sabıka kaydınıza hiç silinmeyecek şekilde yazılacak” diye yazmak olduğu belirtilmişti.
Diğer suçlamanın ise Tanrıkulu’nun ‘Zeytin Dalı Harekatı sürerken’ 19 ve 21 Ocak tarihlerinde ‘Savaşa hayır’ paylaşımı yapmak olduğu aktarılmıştı.
CHP’li vekilin ‘Savaşa hayır’ mesajıyla paylaştığı tweetlerden birinde Tanrıkulu’nun 19 Ocak 2012’deki Hrant Dink anmasında çekilen ve vekilin yedi senedir profilinde kullandığı fotoğraf bulunuyor.
Suçlamaya konu olan diğer tweet ise şu şekilde:
CHP’li vekilin dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulan fezleke, Meclis başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderildi.
Yasama dokunulmazlığının kaldırılması halinde Tanrıkulu hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılacak.
Fezlekeye ilişkin açıklamasında ‘Savaşa hayır’ sloganının suç isnadına konu edilmesinin hukuksal garabet olduğunu dile getiren CHP’li vekil, “Bu soruşturmayı başlatan Savcı, Cumhuriyet’in Savcısı değildir. Bu Savcı, işgal ettiği makamı bir siyasi partinin seçim propaganda aracı gibi kullanmaktan çekinmediğini pervasızca ortaya koymuştur” dedi.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na seslenerek, “İşgal ettiği makamı bir siyasi partinin propaganda aracı gibi kullanan bu savcı hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır” diyen Tanrıkulu’nun açıklaması şöyle:
“19.06.2018 günü bir kısım basın yanın organlarında ve sosyal medyada yer alan haberlerden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkımda terör propagandası suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını; Twitter hesabımın arka plan görüntüsünde yer alan ‘SAVAŞA HAYIR’ sloganı ile 6 Ekim 2017 ve 19 ile 21 Ocak 2018 tarihli üç adet Twitter mesajımın soruşturmaya dayanak yapıldığını ve hakkımda fezleke düzenlendiğini öğrenmiş bulunuyorum.
Öncelikle, Twitter biyografimde yer alan ‘SAVAŞA HAYIR’ sloganının bir suç isnadına konu edilmesindeki hukuksal garabet bir yana, o sloganın tam yedi yıldır orada durduğunu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Yedi yıldır orada duran sloganın ve aylar önce paylaştığım iki Tweet mesajının, seçimlere dört gün kala terör propagandası soruşturmasına konu edilmesi yargının siyasallaştırılmasının en son örneklerinden birini oluşturmaktadır.
Bu soruşturmayı başlatan Savcı, Cumhuriyet’in Savcısı değildir. Bu Savcı, işgal ettiği makamı bir siyasi partinin seçim propaganda aracı gibi kullanmaktan çekinmediğini pervasızca ortaya koymuştur. Bu denli keyfi bir gerekçeyle başlattığı soruşturmayı anında basınla paylaşması ve bizim de soruşturmadan bu sayede haberdar olmamız, bu Savcının neye ve kime hizmet ettiğini olanca çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Seçimlerden 4 gün önce, 9 ay önceki twitter paylaşımım ile ilgili soruşturmayı, seçimlerin sonucunu beklemeden (Velevki seçilmedim, dokunulmazlığım kalkacak doğrudan iddianame yazabilecekken) fezleke düzenleyip Adalet Bakanlığı’na göndermesi ve bu fezlekeyi basınla paylaşması siyasal amaçlıdır ve şahsım ve partim ile ilgili kara bir propagandanın yapılmasının zeminini hazırlamıştır. Nitekim iktidara yakın basın – yayın kuruluşlarının yayınları ile sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar hukuka aykırı fezlekeyi hazırlayıp gönderen Savcının, zamanlaması bakımından manidar olan bu işlemi ile, açıkça görevi kötüye kullanma suçunu işlediğini ortaya koymaktadır.
Buradan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na sesleniyorum. Yargının, halk nezdinde bu denli itibar kaybına uğramasının nedeni bu yargı pratiğidir. İşgal ettiği makamı bir siyasi partinin propaganda aracı gibi kullanan bu savcı hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır.
Buradan kamuoyuna bir kez daha sesleniyorum: AKP iktidarı, ele geçirdiği bütün devlet kurumlarını siyasal çıkarlarına alet etmekten kaçınmamaktadır. İzlediği kutuplaştırma siyasetiyle ülkemizi adeta ikiye bölen bu siyasi iktidarı sandıkta değiştirmenin tam zamanıdır.
Haydi, sandık başına!”