İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’yi nüfuz kullanarak tahliye ettirmekle suçlanan eski AKP milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun, Zindaşti’yle yemek yerken çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Kuzu, iddia ilk ortaya atıldığında Zindaşti’yi tanımadığını söylemişti.

Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’in haberinde yer alan fotoğraflarda, Kuzu tanımadığını söylediği Zindaşti ile yemek yerken görülüyor. İkilinin yanında üç kişi daha var.
2007’de kızı ve şoförü öldürüldü
Naci Şerifi Zindaşti ismi ilk olarak, 24 Eylül 2007’de Büyükçekmece’de düzenlenen operasyonda 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanmasıyla gündeme geldi. Zindaşti aynı yıl Zekeriya Öz’e bir ifade verdi ve bu ifade sonrasında ‘gizli tanık’ olma şartıyla serbest bırakıldı.
Zindaşti’nin adı 2014’te de Büyükçekmece’de pusu kurularak çapraz ateşe tutulan cipte kızı Arzu Şerif Zindaşti ve şoförü Devrim Öztunç’un öldürülmesiyle gündeme geldi.
Kızının katil zanlısı sandığı kişiler öldürüldü
Zindaşti polise verdiği ifadede, “Hedef bendim” derken saldırının bir uyuşturucu hesaplaşması olduğu, Zindaşti’nin Yunanistan’da bir rakibini ihbar ederek yakalatmasının intikamı olduğu öne sürüldü.
Zindaşti’nin kızının öldürülmesinin ardından Küçükçekmece’de iki kişi öldürüldü. İddiaya göre, Zindaşti, kızının tetikçisi olduğunu belirlediği iki kişiyi öldürtmüştü. Ancak daha sonra hedefin yanlış olduğunu öğrenmişti.
Talimat verdiği tetikçi de öldürüldü
Kızının katilinin peşini bırakmayan Zindaşti, tetikçinin Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) olduğunu tespit etti ve Dubai’de infaz talimatı verdi.
Cinayet sonrasında B.A.E. polisinin şüphelinin izine ulaşmak üzere olduğunu fark eden Zindaşti, infaz talimatı verdiği adamını da Panama’da öldürttü.
Hasmının avukatı öldürüldü
Zindaşti’nin adının karıştığı cinayetler avukat Kudbedin Kaya’nın 2017’de Yeşilköy’de bir restoranda öldürülmesiyle devam etti. Kaya,
Zindaşti’nin kızının uyuşturucu hesaplaşmasında öldürülmesiyle ilgili Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, azmettirici olmakla suçlanan Orhan Ünğan’ın avukatlığını yapıyordu.
10 cinayet ve ‘FETÖ’ ilişkisi
Sonrasında 10 cinayetle bağlantısından dolayı Zindaşti hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bir yakalama kararı da ‘FETÖ’ bağlantısı iddiasıyla tutuklanan ABD başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’la ilişkili olduğu iddiasıyla çıkarıldı.
Villada polislerle birlikte yakalandı
Zindaşti, 6 Nisan 2018’de Büyükçekmece’de bir villaya düzenlenen operasyonda eşi, suç örgütünün dördü polis sekiz üyesiyle birlikte gözaltına alındı. Eşi ve üç zanlı serbest bırakılırken Zindaşti, ikisi polis beş adamıyla birlikte tutuklandı.
Cezaevinden hukuk skandalıyla çıkıp sırra kadem bastı
19 Ekim Cuma günü Zindaşti’nin avukatı ‘tutukluluk incelemesi’ için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurdu. Başvuruyu değerlendiren 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan, Zindaşti ve üç adamı hakkında tahliye kararı verdi. Tutuklular gece saat 23.30 sıralarında Silivri Cezaevi’nden salıverildi.
Soruşturma savcısının tekrar itirazı üzerine yeniden tutuklanmak istenen Zindaşti ve adamları iki mahkeme kararı arasında geçen üç saatte sırra kadem bastı.
HSK’dan soruşturma, Kuzu’ya suç duyurusu
Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) soruşturma başlattı ve tahliye kararını veren İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan’ın görev yeri değiştirilerek Küçükçekmece adliyesine hâkim olarak gönderildi.
Gazeteci Fatih Altaylı konuyla ilgili kaleme aldığı yazıda hâkimin “İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde ve baskıda bulundu” diye ifade verdiğini belirtti. Altaylı, eski milletvekili için “Hani her kabine değişikliği öncesi ‘Bu kez bakan olur’ denilip de bir türlü olamayan bir milletvekili var ya” diyerek kullanarak Kuzu’yu işaret etti.
Altaylı’ya yanıt veren Kuzu, “Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hâkimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler. Bu bilgiyi kim verdi size bilmem” dedi.
Zindaşti’nin kızı ve şoförünün öldürülmesine ilişkin yargılaması süren ve Maltepe Cezaevi’nde tutuklu bulunan Orhan Ünğan, Bakırköy başsavcılığına ‘yargıya müdahale ettiği’ gerekçesiyle Kuzu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Bu kez ‘Çok büyütüyorsunuz’ dedi
Kuzu’nun “Tanımam” dediği Zindaşti ile görüntülerine ulaşan Cumhuriyet muhabiri Zahra Özdilek konuyu Kuzu’ya sordu.
Haberde görüşme şöyle aktarıldı:
“Fotoğraflar ile ilgili telefonda görüştüğümüz Burhan Kuzu, Zindaşti ile görüştüğünü kabul etti. ‘Evet doğrudur, doğrudur çok büyütüyorsunuz yazın manşetten verin, ben rahatsız olmam’ diyen Burhan Kuzu şöyle konuştu: ‘Şu anlamda söylüyorum. Ben olayı anlatayım. Bu adam 7 sene önce bana geldi. 7 sene… 2011 veya 2014… Partiden birileri getirdi ‘hocam bu adam İranlı iş yapacakmış’. E olur. ‘Peki ne yapacakmış?’ Bir yemek yedik. O fotoğraf o yemeğin fotoğrafı. Ne istediğini sordum ‘Benim annem Hakkârili yarı Türk sayılırım. Vatandaşlık almak istiyorum. Yardımcı olsanız’ dedi. Ben ‘Oluruz’ dedim. Yatırım yapacak bir adama o zaman milletvekiliydim niye yardımcı olmayayım. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, ‘Hocam bu adamın sıkıntıları falan var’ dedi bana. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Hâlâ da vatandaş değil. Yıllar sonra adamın davası çıkmış. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü. Neticede o dönem bu adamın davası yoktu. Bu fotoğrafın hiçbir anlamı yok yazsan ne olacak yazmasan ne olacak.”
‘Bu adamın o adam’ olduğunu Altaylı yazınca öğrenmiş
Kuzu, Altaylı’ya Zindaşti’yi tanımadığını söylemesine de şöyle ‘açıklık getirdi’: “Fatih Altaylı yazıyı yazdı ben de cevap verdim. Tanımıyorum dedim. Arkasından aşağıya yazmış ‘vatandaşlıkla alakalı’ bir şey deyince bu adam o adam olduğunu o zaman öğrendim. O zaman bilmiyordum onun olduğunu. Gazetelerde görünce ha bu adam o adammış dedim. Zerre kadar yalanım yok. Haberini yapacaksanız bunları değerlendirin. Cumhuriyet gazetesinin bu manada notu da iyi olmaz. Doğru değil çünkü. Millet zannedecek ki Zindaşti ile beraber. Benim ilgim de yok alakam da. Klasik bir haber bir önemi yok. Çok istiyorsanız verin ama yanlış yapmış olursunuz. Bizim hakkımızı da gözetin… Cumhuriyet gibi bir gazeteye hakikaten yazık olur. Bizi de lekelemiş olur durduk yere.”