İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yakın zamana kadar atalık tohumlarımızı serptiğimiz vatan toprağına, ithal tohumları ve ilaç diye satılan zehirleri saçıyoruz” dedi.
Soyer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bayındır’da açacağı Süt İşleme Fabrikası’nın temel atma törenine katıldı.
Törende konuşan Soyer, özetle şunları söyledi:
*Türkiye’de tarım, 20 yıla yakın süredir küresel tarım şirketlerini istediği gibi şekilleniyor.
*Yerli ve milli takım ekonomisi kuruyoruz. İddiamızın tam merkezinde, kurduğumuz yeni kurumlar yer alıyor. Kendi imkanlarıyla Türkiye’de ilk defa tarımsal stratejik planlama sistemini kurduk. Çitçinin kaderine terk edilmediği bir gelecek tesis etmek istiyoruz.
*Köylümüzün neyi ne kadar ekeceğini, ürününü kime kaça satacağını, günün sonunda ne kazanacağını bildiği planlı bir ekosistem kuruyoruz. Çiğli’de İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’miz, Türkiye’de ilki gerçekleştiriyor. Bu merkezde koordine edilen sistem ile tohumun tarlaya düşme anından satışa, kırsal turizme düşene kadar altı ayaklı bir eylem planı sunuyoruz.
‘Su kaynaklarının yüzde 77’si tarımsal sulamada kullanılıyor’
*Hal böyleyken su kaynaklarının yüzde 77’si tarımsal sulamada kullanılıyor. Vahşi sulamayla üretilen ürünlerden çiftçi yeterli geliri elde edemiyor ve köylerini terk ediyor. Türkiye tarımı, yoksulluk ve kuraklığın içine sürükleniyor. Su kaynaklarını tüketmeyen, atalık tohumları ve yerli hayvan ırklarını destekliyoruz.
*İzmir’de iklimle uyumlu beş ürün sınıfı belirledik. Birinci ayak mera hayvancılığı. İkincisi tahıl ve baklagiller. Üçüncüsü zeytin ve zeytinyağı. Dördüncüsü üzüm, incir ve badem gibi susuzluğa dayanıklı meyveler. Beşincisi ise kıyı balıkçılığı.
‘İktidarımızda istediğiniz gibi tweet atabilirsiniz, korkmayın’
Soyer’le birlikte törende konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:
*Bir ülke üretirse güçlenir. Arazi olarak Konya’dan küçük olan Hollanda, yılda 180 küsur milyar dolar tarım ürünü ihraç eder. Bizim ihracatımız ne kadar; 18-20 milyar dolar. Neden? Toprak, çiftçi, güneş deseniz var. Çalışkan insanlar var. Neyimiz eksik? Yanlış siyasetimiz var, siyasetimiz eksik.
*Bir bakan düşünün, adı Tarım Bakanı. Çiftçiyi şöyle tanımlıyor: “Çok çok çalışır, az az kazanır.” Allah aşkına böyle bir tanım duydunuz mu? Çok çalışacak az kazanacak. Daha fazla kazanması lazım. Çiftçinin traktörüne devri iktidarımızda hiçbir güç haciz koyamayacak, tarlasına haciz uygulayamayacak.
*Adamı perişan etmişsiniz, parasını ödeyemiyor, geliyor traktörünü götürüyorsunuz. Açlığa mahkum ediyorsunuz. Haram yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim. İnşallah iktidar olacağız, halkın iktidarını kuracağız.
*Bankalardan kredilerin faizlerini ilk bir haftada sileceğim. Ne faizi, batırmışsınız zaten adamı. Gelişmiş ülkelerde sabah önce sütçü sizin kapınızı çalar ve kapıya süt bırakır. Çocuklar süt içsin diye. Bizde ise sabahın köründe polis kapıyı çalar, tweet attı diye gençlerimizi içeri alır. İktidarımızda istediğiniz gibi tweet atabilirsiniz, korkmayın. Sabah hiçbir polis sizin kapınızı çalmayacak.
*Bu memlekete huzuru, barışı, bereketi getireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Hiçbir anne üzülmeyecek, ‘Çocuğum aç’ diye. Güvenin bu kardeşinize Türkiye’yi çağdaş uygarlığın ötesine taşıyacağız. Ahdim var, yeteneğim var, mutlaka sizin desteğinizle yapacağız.
Daha sonra gene İzmir’de büyükşehir belediyesinin öncülüğünde kurulan Oyun Girişimciliği ve Yazılım Merkezi’nin açılışında konuşan CHP lideri, şunları kaydetti: “Gençler özgürlüğüne düşkün ama bugün bir tweet attığınız zaman, ‘Başıma bir şey gelir mi’ diye düşünmeseniz bile anneniz ve babanız sizi uyarıyor, ‘Aman sakın bunu yapma başın belaya girer.’ Size sözüm söz, devri iktidarımızda, beraber iktidar olduğumuzda, istediğiniz tweet’i özgürce atabileceksiniz. İstediğiniz zaman beni de özgürce eleştirebileceksiniz. Bu kapıyı size sonuna kadar açacağım.”