CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Sırbistan’ın önde gelen suç örgütlerinden ‘Skaljari’ çetesinin lideri Jovica Vukotiç’in kırmızı bültenle arandığı sırada İstanbul’da öldürülmesine ilişkin 16 sanıklı dava bugün başladı. Mahkeme, sanık sayısı çok olduğundan bütün sanıkların ifadesini alamadı. İki sanığın tahliyesine karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmanın 8 Mayıs’ta görülmesine hükmetti.
İstanbul 40’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada 12 sanık salonda hazır bulunurken üç sanık da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla tutuldukları cezaevinden duruşmaya katıldı. Tetikçilerden Yakup Doğan da Gürcistan’da tutuklu bulunuyor. Öldürülen Vukotiç’in eşi Maşa Misiç de duruşmayı takip etti.
Husumetli örgütün yöneticisi
Duruşma, tutuklu sanıklardan Radoje Zivkoviç’in sorgusuyla başladı. Skaljari örgütüyle husumetli Kavacki örgütünün yöneticisi olduğu iddia edilen Zivkoviç’in yakalandığı sırada ele geçirilen hafıze kartında Skaljari örgütünün mensuplarına işkence edildiğine dair fotoğraflar bulunuyor. Zivkoviç’in telefonunda bulunan fotoğraflar arasında takip sistemleri ve İstanbul’da bazı adreslerin haritadaki konumları yer alıyor.
Zivkoviç, tercüman aracılığıyla verdiği ifadede iddia bayisi olduğunu söyledi. Sanıklardan Ayşe Sipahi ve Milan Vujotiç’i tanıdığını söyleyen Zivkoviç, telefonundan ele geçirilen görsellerin kendine ait olmadığı iddia etti. Zivkoviç’in avukatı, müvekkilinden ele geçirilen flash bellekte ele geçirilen fotoğrafların Sırbistan’da devam eden davaya ait olduğunu söyledi.
Şifreleri hatırlamadı
Mahkeme başkanı Emre Binici, Zivkoviç’in üzerinden dört telefon daha ele geçirildiğini ve şifrelerinin olmadığı için incelenemediğini hatırlattı. Zivkoviç, şifreleri hatırlamadığını savundu.
Zivkoviç, Ayşe Sipahi’yi üç-dört yıldır tanıdığını söyledi. İddianameye göre, Zivkoviç, öldürülen Vukotiç’in yerini tespit etmek çalışmalar yapıyordu. Zivkoviç, bu sırada Karadağ’da tutuklu bulunan Binali Camgöz’ün lideri olduğu Camgözler suç örgütüyle iletişime geçti ve bu örgütten olduğu savunulan sanıklar Niyazi Serkan Altundaşar, Erdi Ertan’ın sanıklar Ayşe Sipahi ve Asiye Yüksel’i aracı kıldı.
‘Zivkoviç’in en yakın adamı’
Zivkoviç’ten sonra tutuklu Zdravko Perunoviç ifade verdi. Perunoviç, Türkiye’de kimseyi tanımadığını, sanıkları da tanımadığını söyledi. Perunoviç, işçi olduğunu söyledi. Zivkoviç’le birlikte Beykoz’da lüks bir otelde yakalanan Perunoviç’in üzerinde sahte kimlik yakalanmıştı. İddianamede Perunoviç’in Kavacki örgütünün üyesi olduğu, Zivkoviç’in en yakın adamı ve koruması olduğu iddia edildi.
‘Bu suç olsaydı…’
Perunoviç’ten sonra Milan Vujotiç ifade verdi. Vujotiç, Fransa’da kayak yaparken yaralandığı için Nisan 2020’de Türkiye’ye geldiğini söyledi. Vujotiç, iddianamede adı geçen kimseyi tanımadığını iddia etti.
Vujotiç’in vesikalık fotoğrafı davanın diğer sanığı Asiye Yüksel’de çıkmıştı. Vujotiç, Yüksel’i de tanımadığını savundu.
Vujotiç’in avukatı Seda Alçınar, Karadağ’da yürüyen soruşturmanın adaletli bir soruşturma olmadığını söyledi. Alçınar, müvekkilinin Adli Tıp Kurumu’nun raporuyla tahliye edildiğini, ev hapsine alınması sebebiyle ameliyat olamadığını, örgütle bağlantısı olmadığını savundu. Vujotiç, duruşmaya tekerlekli sandalyeyle katıldı. Vujotiç’in diğer avukatı İsmail Özer Kavlak da müvekkilinin fotoğrafının başka bir sanıkta çıkmasının delil niteliği taşımadığını belirterek “Bu suç olsaydı terör örgütü başıyla (Fethullah Gülen’i kastederek) fotoğrafları bulunanlar da suçludur” diye konuştu.
‘Restoranlarda çok iyi karşılanırdı’
Tutuklu sanıklardan Asiye Yüksel de sanıkların hiçbirini tanımadığını, sadece Kavacki örgütünün lideri Radoje Zivkoviç’i, Ayşe Sipahi’yi ve yanında çalıştığı Murat Polat’ı tanıdığını söyledi. 2018’den bu yana tandığını söylediği Zivkoviç’in restoranlarda çok iyi karşılandığını, garsonların etrafında pervane olduğunu, restoran sahiplerinin de Zivkoviç’in masasına geldiğini söyledi.
‘Polisin anlamadığını nasıl anlarım’
Yüksel, “Kırmızı bültenle aranan kişiye oturum izni nasıl çıkar” diye sordu. Göç idarelerinin oturum izni verdiğini kaydeden Yüksel, “Benim suçum değil. Polisin anlamadığı kişiyi ben nasıl anlayabilirim? Böyle biri olduğunu bilsem çoluğum çocuğumla görüştürür müyüm” diye konuştu.
Yüksel, kuzeninin telefon hattını Türkiye’de kullanması için Zivkoviç’e verdiğini, bu telefon aracılığıyla sipariş uygulamalarını kullandığını öne sürdü. Yüksel, oturum izni almak için sanıkların fotoğraflarının telefonunda olduğunu savundu. Yüksel, Zivkoviç’le araç kiralamak için konuştuklarını söyledi. Söz konusu araç, Jovica Vukotiç’in öldürüldüğü araçtı.
Arama yapılırken izin yokmuş
Yüksel’in avukatı Cesim Parlak, müvekkilinin evinin aranmasından bir gün önce emniyete suçu işleyenlerle ilgili saat 05:48’de bir ihbar e-postası geldiğini söyledi. Avukat Parlak, müvekkilinin konutunda bir gün sonra arama yapılırken savcının arama izninin olmadığını belirtti. Karadağ’da tutuklu bulunan Binali Camgöz ile Kavacki suç örgütü mensuplarının aynı koğuşta kaldığını ve koğuştaki aramada ele geçen iki telefonla Türkiye’deki cinayetin organize edildiğini aktaran Parlak, bu durumun müvekkilinin Kavacki örgütüyle irtibat sağladığı iddiasıyla çeliştiğini söyledi.
Yüksel’den sonra tutuklu sanık Ayşe Sipahi ifade verdi. Sipahi, kira kontratı yaptığı için dosyaya dahil olduğunu savundu. İddianameye göre, Sipahi, Kavacki örgütünün yöneticisi ve yabancı üyelerine araç-gereç ve telefon hattı temin ediyor, kendisi veya kardeşi adına kiraladığı araçları örgüt yönetici ve üyelerinin kullanımına veriyordu.
Gezmeye gelmiş
Tutuklu sanık Elanur Tuna da ifadesinde tutuklu sanıklardan Furkan Yeşil’le birlikte olduklarını, İzmir’den İstanbul’a tatile geldiklerini söyledi. İddianameye göre, Tuna ile Vukotiç’in öldürüldüğü sırada yanında olan şoför Emre Karaağaç’ın arasında telefon kaydı bulunuyor. Bu soruya yanıt veren Tuna, Karaağaç’la yüz yüze görüşmediğini, fotoğrafından tanıdığını söyledi. Tuna’dan sonra konuşan tutuklu Furkan Yeşil de İstanbul’a gezmeye geldiğini aktardı. Tuna’nın telefonunu iki kez kullandığını söyleyen Yeşil, ‘ismini bile söyleyemediği insanlarla nasıl bir araya gelebileceğini’ sordu. Hakim Binici, Yeşil’e Karaağaç’ın bulunduğu Küçükçekmece’ye gittiğinin kayıtları olduğunu söyledi. Yeşil de Karaağaç’ı tanımadan, uyuşturucu almak için kendisini aradığını savundu.
Tutuklu sanık Erdi Ertan da tek suçunun İstanbul’a gelmek olduğunu söyledi. Kavacki örgütünün lideri Radoje Zivkoviç’in telefonundan çıkan fotoğraflar arasında Ertan’ın telefon numarasının fotoğrafı da bulunuyor.
Tetikçilerin ifadesi alınamadı
Sanık sayısı çok olduğundan tetikçi Emircan Sümer, Emre Çakmak, Cemre Murat Çalış, Murat Polat ile Vukotiç vurulduğunda yanında bulunan Emre Karaağaç’ın ifadesi alınamadı. Karaağaç, “Ayaklarımın üstünde durabilmek için kurduğum ilişki nedeniyle buradayım. Araçtaki takip cihazı bilgim dışında takılmıştır. En çok mağdur edilen kişiyim” diye konuştu.
Vukotiç’in eşi Maşa Misiç’in avukatı da Karadağ’daki dava dosyasının Türkiye’ye getirilmesini istedi. Hakim Binici’nin söz hakkı verdiği duruşma savcısı tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Savcıdan sonra avukatlara söz hakkı verilmedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ayşe Sipahi ve Niyazi Serkan Altundaşar’ın yurtdışı çıkış yasağı ve karakola imza verme şartıyla tahliyesine karar verdi. Heyet, bir sonraki duruşmanın 8 Mayıs’ta yapılmasına hükmetti.
Ne olmuştu?
Vukotiç, 8 Eylül 2022’de İstanbul Şişli’de motosikletli iki kişi tarafından silahlı saldırıda öldürülmüştü.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 20 Mayıs 2021’de katıldığı TRT yayınında, Vukotiç’in yakalanarak yurt dışına gönderildiğini söylemişti. 15 ay hapis yattıktan sonra serbest kalan Vukotiç’in Türkiye’ye sahte kimlikle girdiği iddia edilmişti.
İstanbul başsavcılığının olayla ilgili hazırladığı iddianamede 16 şüpheli yer alıyor. Şüpheliler arasında silahlı saldırıyı düzenleyenler, azmettiriciler, Vukotiç’i İstanbul’da sakladığı iddia edilen kişiler, saldırı sırasında Vukotiç’in bulunduğu aracı süren şoför de bulunuyor. Şüphelilere ‘silahlı suç örgütüne üye olmak’, ‘tasarlayarak öldürmek’, ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etmek’ suçlamaları yöneltiliyor.
Davaya bakan İstanbul 40’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, uyuşturucu baronu Zindaşti’nin yargılandığı çete hesaplaşması davasına da bakıyor.
Kırmızı bültenle aranan Sırp çete lideri İstanbul’da öldürüldü