1900’lerin başından sonra Türklerle Ermeniler arasında oluşan kinin her geçen gün abartılması ve canlı tutulması için inanılmaz kaynaklar, çabalar harcanıyor. Haritaya baktığımızda Ermenistan’ın doğu komşusu Azerbaycan, batı komşusu Türkiye. Zaten güney ve kuzeyden de birer komşusu var: İran ve Gürcistan. İran, Batı dünyasıyla birleşik değil, Gürcistan bağımsızlık sonrası iç karışıklıklar nedeniyle yıpranmış, Rusya ile ağır sorunları var. Türkiye’nin Azerbaycan ve doğusuna ulaşması için Ermenistan’a, Ermenistan’ın da dünyaya açılabilmesi için Türkiye’ye ihtiyacı var. Coğrafyanın dayattığı durum ortada: Savaştan çok bu ülkelerin barışa gereksinimi var. Ayrıca savaş, küresel aktörlerin, yerel halkları “ütmesi” için inanılmaz bir ortam yaratıyor.
Anlaşılan “Büyük ağabeylerin” şu ara Kafkaslar’da sükûnete ihtiyacı var. Çünkü Rusya’dan gelen gaz vanaları kapalı. Yerine konulacak enerji gerek. Yöneten ve tüketen Batı için akla yatkın yeni güzergâh belirginleşmiş durumda. Ama mücadele bitmeyecektir.
5 Ekimdeki Aliyev-Paşinyan görüşmesi gerçekleşir ve barış umudu oluşturursa, Türklerle Ermenilere, “Biz niye savaştık” diye düşünmeye belki zaman kalır.