Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan Binali Yıldırım’ın, Bahçeli görüşmesi sonrasındaki toplantıya katılan kabine ve MYK üyelerinin yüzünde bir “erken seçim” coşkusu ve heyecanı yoktu.
Toplantı salonundaki genel hava, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik-siyasi realitelerin ve MHP ile kurulan cumhur ittifakının getirdiği zorunluluğu yansıtıyordu.
Buna karşın Cumhurbaşkanı, önümüzdeki seçim kampanyasının ana çerçevesini de oluşturacak erken seçim gerekçelerini kısa ve net biçimde anlattı.
Siyaseten belirsiz ortamın, Suriye ve Irak merkezli tarihi hadiseler ile makro ekonomik dengelere ilişkin alınması gereken önemli kararları kaldıramayacağını söyledi.
Ve nihayetinde, güçlü kararları mümkün kılan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin yolunu Bahçeli’nin açtığını da vurguladı. Reel politik; cumhur ittifakının önünde şimdi yönetilmesi daha kolay iki aylık bir süre bulunduğunu, ev ödevini henüz tamamlayamamış muhalefet cephesi gerçeğini de hesaba kattığınızda 24 Haziran’ın bir avantaj olduğunu gösteriyor. Cumhur ittifakının yerel seçim sürecinde yaşaması kuvvetle muhtemel sınamaları da göz önüne alalım.
Sonuç; herkes istemese de erken seçime gidiyoruz.