Sanayi, bir şeyden çok üretmek demektir. Daralması, büyüme hikâyesini sınırlar. Eğer büyümenin özünde sanayi yatmıyorsa başınız dertte demektir. Sanayiyi yeniden güçlendirmek için nasıl adımlar atılabilir, kafa yormamız zorunluluktur. Bu; rakamların ötesinde gerçek bir öngörü işidir.
Üretim, ekonominin kalbinde atar. Ancak onu nasıl daha verimli ve sürdürülebilir hale getirebiliriz? Güneş enerjisi, çip teknolojisi, biyoteknoloji, uzay sanayi, robotlar ve yapay zeka gibi ileri teknolojiler… Büyümeyi sadece rakamlarla değil, aynı zamanda fikirlerle beslersek bu gerçekleşir. Yalnızca bugünü değil, yarını da düşünen bir büyüme yolculuğu zorunluluk…
Bu büyüme yeterli mi?
Türkiye ekonomisi sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde büyümesi için; %5 ile %7 arasında bir oranı hedeflemelidir. Ancak büyümenin yeterliliği, sadece rakamsal büyüklüğü değil, aynı zamanda niteliği ile de ölçülür.