Değiliz… “İster” gibi yapıyoruz. Onlar da “verir” gibi yapıyor. Zira Türkiye’nin kaynak girişini hızlandırdığı dönemlerde, bütçe disiplini, cari açık, borç yönetimi, kur rejimi gibi alanlardaki içtenliğimiz, tutumumuz farklı idi. Bugün ekonomi yönetiminin söylemi “Ortodoks” olsa da siyasetin dili hala “Heterodoks” tonda ve yabancılar bu durumun fena halde farkında…
Gelen kaynağın nereye gideceği önemli mi?
Evet, hem de çok… Yabancı; kaynak aktarırken 2 şeye bakıyor; 1-ne kazanacağına, 2-geri ödenmesine… Türkiye, borca sadakat konusunda çok iyi bir performansa sahip… Ama şimdiki sorun; ekonominin sürüklendiği krizde, aldığı kaynağı geri ödeme imkânının olup olmamasında… Eğer dışarıdan bulunan kaynağı seçmenine, yandaşına, verimsiz alanlara harcayacaksa, yabancı da bunu sorguluyor. “Dış kaynak ile iç tüketim” sayesindeki “yüksek büyüme” yaklaşımını kavrayamıyor.