Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Her yıl kış aylarında çocuklar evlerde çıkan yangınlarda yaşamını kaybediyor. Bu ay da İzmir, Selçuk’ta yaşanan yangında 5 çocuk yaşamını yitirdi. Ve ne yazık ki, bu ilk kez duyduğumuz acı bir haber değil. Her yıl onlarca çocuk benzer şekilde yaşamını kaybediyor. Bu ölümlerden sonra iktidar partisi tarafından hep aynı atmosfer oluşturuluyor. Ağız birliği etmiş gibi herkes çocukların annelerini suçluyor. Çocuğu koruma yükümlülüğünün devlette olduğunu bilmiyorlarmış, hatta bu hususta devlet eleştiriden arınık düşünebileceğimiz bir figürmüş gibi hava yaratılıyor. Mevcut toplumsal cinsiyet algısı ile sorumluluğu devletten alıp annenin omuzlarına atmak çok da kolay oluyor.
Bir çocuğun yaşam hakkının korunmasının, ebeveynlerin sosyo-ekonomik durumundan bağımsız olarak devletin temel yükümlülüğü olduğunu bilmezlikten gelirler. Devletin, her koşulda çocukları korumak ve yaşatmakla yükümlü olduğunu hiç dert etmezler. Sonra vicdanları sızlarmış gibi açıklamalar yaparlar. Sanki varmış gibi. Gelir dağılımı eşitsizliğinin en çok etkilediği gruplardan biri çocuklar. Kamu kurumları sorgulanmazsa çocuklar ölmeye devam edecek. Ve bu çıplak gerçek de çocukların ölümünde sorumluluğu olanları gölgeleri gibi takip edecek. Önlem alınsın, çocuklar yaşamaya devam etsin diyerek bu konuda titizlikle yapılmış çalışmalar, hazırlanan dokûmanlar var, okuyan yok. Alanda çalışan STK’lerce çocukların maruz bırakıldıkları yaşam hakkı ihlalleri raporlanıyor ve devletin yükümlülükleri, önleyici politikalar on-yüz kere anlatılıyor, dikkate alan yok.
AKP; sermaye sınıfının borçlarını sile dursun, derin yoksulluk her geçen gün büyüyor, çocuklar açlığa, yoksulluğa ve ölüme mahkûm ediliyor. Yüksek sesle, hep birlikte söylesek duyarlar mı acaba? Söyleyelim… Yoksulluk yaşam hakkı ihlalidir. AKP, yok saydığı derin yoksullukla yani ülkenin gerçek gündemiyle yüzleştirilmelidir. Çocukların ölümünün sorumlusu, sorumluluklarını yerine getirmeyen AKP iktidarıdır. İnsana dair umursamazlığın arşa çıktığı bu zamanlarda, “Bu yazgı değil, başka bir dünya mümkün” diyerek Türkiye’de çocukların mutlu, özgür ve sağlıklı bir şekilde yaşaması için çabalayanların sayısı gün geçtikçe artıyor ve mücadeleleri hepimize umut veriyor.