• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

02/07/2022 16:44

LEVENT GÜLTEKİN

acikcenk@gmail.com

@acikcenk 

Organize suç örgütü lideri olarak tanımlanan Sedat Peker, birkaç yıl öncesine kadar ortağı, destekçisi olduğu iktidara karşı bir intikam savaşı veriyor.

“Aileme, çocuklarıma dokundunuz, bunun hesabını sizden soracağım” diyerek yaptığının bir intikam alma mücadelesi olduğunu kendisi de gizlemiyor.


Sürdürdüğü bu intikam mücadelesinde ne kural ne hukuk ne de temiz bir dil var.

Ailesine yapılan hukuksuzluğun bedelini muarızlarına tam bir mafya yöntemiyle ödetmeye çalışıyor.

İnsanları tehdit ediyor, özel hayatı ilgilendiren kasetler yayınlıyor, ‘dostum’ dediği kişilerle yaptığı telefon konuşmalarını kaydedip yayınlamaktan imtina etmiyor.

Kişisel intikamını sürdürürken değerleri yok etmekten, kabadayılığı genel geçer kural haline getirmekten, ahlak, hukuk tanımamayı bir yöntem olarak topluma sunmaktan da geri durmuyor.

Ülkedeki kural ve hukuk tanımazlığın, kabalığın, ahlak yoksunluğunun neden olduğu tahribat dursun, ülkemiz daha iyi olsun diye bir çaba içerisinde de değil.

Dediğim gibi kendince kişisel bir intikam mücadelesi sürdürüyor Sedat Peker.

Bunu sürdürürken, iktidara ve iktidar mensuplarının yaptıklarına karşı toplumda oluşan öfkeyi de kendi intikam çabasına -bir anlamda- malzeme olarak kullanıyor.

Kendince verdiği bu mücadelede ne demokrasinin yok edilmesi umurunda ne hukukun rafa kaldırılmış olması. Ne ülkemizin aldığı tahribat umurunda ne de yıllardır hayatları yok edilen gençler, cenazeleri haftalarca sokaklarda kalan kadınlar, hapislerde çürüyen insanlar…  

Toplumdaki yozlaşmayı da dert etmiyor, giderek yerleşik kural haline gelen kuralsızlığı ve hoyratlığı da önemsemiyor.

Tam tersine kişisel intikamı için toplumdaki bu çürümeyi ve yaygınlaşan hoyratlığı meşrulaştırmaktan geri durmuyor.

Sedat Peker gibi birinden demokrasi, hukuk, insan hakları mücadelesi vermesini, ahlaki hassasiyetle hareket etmesini elbette beklemiyorum.

Hatta iktidar çevrelerinin yaptığı kirli işleri afişe etmesini de bir yere kadar yararlı buluyorum.

Fakat burada iki sorun var.

Birincisi, benimsediği üslubun ve uyguladığı yöntemin toplumsal değerlerde yarattığı tahribat.

Diğeri, demokrasi ve hukuk mücadelesi verdiğini söyleyen kimilerinin Sedat Peker’in kişisel intikam mücadelesinde, bu üslup ve yöntem sorunlarını görmezden gelerek gönüllü taraftar olması ve toplumu da oraya çekmeye çalışması.

Bir taraftan ülkede yaygınlaşan hoyratlıktan şikâyet ediyorlar, diğer taraftan en hoyrat yöntemlerle intikam mücadelesi sürdüren birinin yaptıkları karşısında mutlu olmaktan kendilerini alamıyorlar.  

Bir taraftan iktidarın toplumdaki çürümeyi artırıcı politikalarından dert yanıyorlar, diğer taraftan üslubuyla, uyguladığı yöntemle bu çürümeyi daha da yaygınlaştıran birinin söz ve eylemlerindeki yöntem yanlışlığını görmezden geliyorlar.

Sedat Peker insanların özel hayatını ilgilendiren kasetler yayınlıyor, kınayacaklarına alkış tutuyorlar.

“Gençler siz sakın bu kişiyi örnek almayın, insanın başka biriyle yaptığı telefon konuşmasını kaydetmesi ve yayınlaması utanç verici bir davranıştır” diyeceklerine -ses kaydı yayınlanan kişiye öfkelerinden dolayı- bu ayıp davranışı alkışlıyorlar.

Sedat Peker muarızlarına en kaba, en hoyrat dille tehditler savuruyor, hakaretler ediyor.

Kimi yazarlar, aydınlar, gazeteciler, “Aman gençler iyi insan olmak istiyorsanız sakın bu üsluba ve yönteme heves etmeyin” diyeceğine tam tersine onları Peker hayranlığına teşvik ediyor.

Böyle yaparak hem ülkemizin her alanda iyi olması için mücadele eden insanların çabalarını kirletiyorlar hem de bu mücadeleye zarar veriyorlar.

Sedat Peker, belli ki ülkedeki demokrasi mücadelesini kendi kişisel intikamına malzeme yapmaya çalışıyor.

Buna çanak tutanlar, ülkeye en az bu iktidar kadar kötülük yapıyor.  

Sanırım ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ anlayışıyla hareket ediyorlar.  

Bana göre bu anlayış zerre kadar ahlak, ilke, değer taşımıyor. Bu anlayışı toplumda genel kural haline getirmekse en hafif tabirle aymazlık.

Kendisine aydın, yazar, gazeteci diyenlerin bu ilkesizliği ve değer yoksunluğunu topluma çok matah bir şeymiş gibi sunması ise ayrı bir sorun.  

Aydınların, yazarların, gazetecilerin dostları ya da düşmanları değil, savundukları değerleri olur.

Bu nedenle de kişilere değil, o değerlere aykırı her türlü söze, davranışa, yaklaşıma karşı çıkarlar.

Sırf iktidarın kirli işlerini ortaya döküyor diye Sedat Peker’in hukuk, ahlak, kural tanımaz yöntemine alkış tutanlar, sanırım çocuklarımıza nasıl kötü örnek olduklarının ve bu ülkeye yaptıkları fenalığın farkında değil.

Tekrar edeyim: Sedat Peker kişisel intikamı için kendince ahlaki hassasiyet gözetmediği bir mücadele sürdürüyor.

Geçmişte ortaklık yaptığı güç odaklarının kirli işlerini ortaya dökmesi yararlı. Fakat benimsediği üslubun ve yöntemin toplumda yarattığı tahribatı görmezden gelemeyiz, gelmemeliyiz.

Bana göre Sedat Peker’in yaptıklarını demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak görmek, göstermek büyük bir sorumsuzluk.   

Ülkemizde her alanda büyük bir tahribat yaşanıyor.

Demokrasi yok, hukuk yok, kural yok, nezaket, saygınlık, incelik gibi değerler tahrip oldu.

Devlet tahrip ediliyor, toplum adeta çürüyor.

İktidarıyla, medyasıyla toplumuyla büyük bir çamurun içinde debelenip duruyoruz.

Mesele giderek sadece bir iktidar değişimi meselesi olmaktan çıkıyor.

Her alanda korkunç bir çürüme yaşanıyor.

Ülkemizi bu karanlık kuyudan çıkarmak için değerleri olan bir mücadeleye ihtiyaç var.

Çünkü değerleri, haysiyeti, namusu olmayan bir yöntemle verilen mücadele sonunda temiz bir sonuca ulaşılamaz.

İktidarın politikalarının toplumda neden olduğu tahribattan ve iktidarın hukuk, kural tanımaz uygulamalarından şikâyet edenlerin, Peker’in toplumu çürütücü yaklaşımlarını alkışlaması anlaşılır gibi değil.  

Diğer taraftan Türkiye’deki demokrasi mücadelesini Sedat Peker’in kişisel intikam çabasına malzeme yapmak, hem ülkeye hem canını dişine takarak bu mücadeleyi sürdürenlere kötülüktür, dahası bu mücadeleyi kirletmektir.

Eğer değerler için mücadele ediyorsak o değerlere öncelikle bizim sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için de kötülük, hoyratlık, hukuk, kural tanımazlık kimden gelirse gelsin karşı çıkmamız gerekiyor.

Çünkü iyi, namuslu insan olmak bunu gerektirir.

Bilmem anlatabildim mi?

Kategori:Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Yapay zeka enerjiye doymuyor: Google üç yeni nükleer santral kuracak

Google yapay zeka veri merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak için üç nükleer enerji santrali kuracak.

İmamoğlu: Tarih sizi 'faize karşıymış gibi görünen en büyük faizciler' olarak yazacak

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu: “Tarih sizi ’16 milyon seçmenin iradesine uyduruk suçlamalarla yapılan 19 Mart darbesinin finans ayağı’ diye hatırlayacak. Bu lekeden asla kurtulamayacaksınız.”

Araştırma: Erkekler kadınlara göre daha sık ve kısa sürede aşık oluyor

Yeni bir araştırmada erkeklerin kadınlara kıyasla daha kısa sürede aşık olduğu tespit edildi.

ABD'de kasırga ve fırtına: En az 21 kişi hayatını kaybetti

ABD’nin Kentucky ve Missouri eyaletlerinde etkisini gösteren şiddetli fırtına ve kasırga nedeniyle ilk belirlemelere göre 21 kişi hayatını kaybetti.

Bilal Erdoğan'dan doğurganlık açıklaması: Yeni bir demografik el bombası şu an ortada

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan “Yeni bir demografik el bombası şu anda ortada” dedi.

Klasikten elektroniğe müzik, 'E.T'den 'Arabesk'e sinema Kalamış Yaz Festivali'nde
Joe Biden: Kürtaj için başka eyaletlere giden kadınları tutuklamaya çalışabilirler

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 755 gündür hapiste

YAZARLAR

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Saray, demokrasi musluğunu uygun gördüğüne açacağının sinyalini veriyor

Salih Cenap Baydar: Demokrasinin özü hesap soran vatandaş, hesap veren siyasetçidir

Remzi Özdemir: Türkiye'de en büyük sorun gelir adaletsizliği

Attila Aşut: Arapça sevdalısı siyasetçiler tehlikeli sonuçlar doğuracak sözcükleri kullanırken kılı kırk yarmalı…

Orhan Gazi Ertekin: Aleviler, Kürtlerin kaçınılmaz olarak dahil olacağı anayasal sürece hazırlandılar mı? 

Özgür Orhangazi: Dış sermayeye yapılan ödemeler 2025'in ilk çeyreğinde 6,5 milyar dolara ulaştı

Ender İmrek: Çözüm süreci sağlam hukuki güvenceler, uluslararası gözetim ve toplumsal seferberlikle doğru hatta ilerleyebilir

Orhan Gökdemir: Halk demokrasisine ihtiyacımız var

Umur Talu: Ne iktidar devletinin ne de 'devlet'in özündeki nefret ve şiddet bitiyor

Emin Çölaşan: AKP'li belediyelerde yolsuzluk molsuzluk yok, tertemiz!

Onur Çanakçı: Kronikleşen kriz hali

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×