Bu adaletsizliğin hesabı hiç mi sorulmayacak? Aradan bir yıl geçmesine rağmen kimse hakkını arayacak makam bulmuş değil. Tam bir “oyalamaca” dönemine girilmiş. Komisyon, kişinin dosyasını kimbilir kaç yılda sonuçlandıracak.
Dolayısıyla atılan kamu görevlisinin iç hukuk yoluna başvurmasının da yıllarca önü yine kapalı tutulmuş olacak.
Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü devam ederken, o yürüyüşte yer alanların en büyük korkusu da her an bir provokasyon olabileceğidir.
İnsanlar kardeşlik, dostluk, adalet duygularıyla yürüyor.
Bu yürüyüşün sonunda hükümetin “bağımsız ve tarafsız yargı için yeni düzenlemeler” yapacağını da kimse beklemesin.
Hatta var olan bazı haklar bu yürüyüş sonunda kaybedilirse de sürpriz sayılmaz. Çünkü uzlaşmaya kapalı, “Ben ne dersem o olur” anlayışında olan bir hükümet var.