MESUDE ERŞAN
mesudeersan@diken.com.tr / @mesudersan
Türkiye’de dün Covid-19’dan 108 bin 563 vaka, 266 can kaybı kaydedildi. Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, 1 Şubat’dan bu yana 2 bin 61 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak Sağlık Bakanlığı’nın pandemi yönetiminde, ‘çok erken zafer ilan ettiğini’ söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 31 Ocak-6 Şubat raporuna göre, Omicron vaka sayısı yüzde 17 azaldı. Buna karşılık ölüm sayısı yüzde 7 arttı. Dünya genelinde Covid-19 enfeksiyonlarının yüzde 97’si, Türkiye’deyse vakaların yüzde 87’si Omicron. Son haftanın verilerine göre, bir önceki haftaya kıyasla vaka sayımız yüzde 14, ölümler yüzde 21 (günlük ortalama 228) oranında arttı. Test pozitifliği de yüzde 20,8’den yüzde 23,3’e çıktı.
Bir ayda yüzde 50 arttı
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Twitter’daki paylaşımında haftalık yeni vaka ve ölüm sayılarının geçen aya göre yüzde 50’den fazla arttığı belirtilerek, “Sağlık bakanı kendi verilerini bile görmezden geliyor. Hiçbir önlem almayan, salgını kendi haline bırakan sağlık bakanlığı açıkça toplumun yaşam hakkını ihlal ediyor” dendi.
1 Ocak’tan bugüne toplam 7 bin 382 kişi Covid-19 sebebiyle yaşamını kaybetti. Bu resmi verilerin bile pandeminin hafife alınmaması gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Yavuz, şöyle devam etti: “Türkiye’de aralık sonundan itibaren vaka sayısında bir hareketlenme olduğunu gördük. Son üç-dört haftadır da ölüm sayılarımızda ciddi bir artış var. En son haftalık değerlendirmeye baktığımızda ölüm sayımız yüzde 21 oranında arttı. Bu yüksek bir artış. Daha önceki haftalarda günlük ölüm ortalamamız 188’di. Sonraki hafta ortalama 228’e çıktı. Dolayısıyla Türkiye’nin özellikle aşıyla ilgili yaşadığı ‘aşıda devamsızlık’ diyebileceğimiz sorun ve duyarlı nüfusun yüksek olmasının da etkisiyle rakamlar yükseliyor.”
‘Her gün dört otobüs dolusu insan kaybediyoruz’
Ölümlerdeki artışın gündeme gelmemesinin dikkat çekici olduğunu söyleyen Yavuz, özellikle sağlık bakanının açıklamalarında bu durumu görmezden geldiğini belirtti: “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca birkaç gün önce ölüm sayısının yüksekliğinden bahsetti. Ama meseleyi çok gündemine almıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Paylaştıkları verilere göre her gün en az dört otobüs dolusu insan yaşamını kaybediyor. Resmi rakamlar gerçek ölümlerin bir kısmını gösteriyor. Takip eden bilim insanları, fazladan ölümlerin son dönemde artışa geçtiğini ifade ediyor.”
‘Kapsamlı bir değerlendirme yok’
1 Ocak günü 36 bin olan günlük vaka sayımızın, 9 Şubat itibariyle 108 bin 563’e ulaştığını vurgulayan Yavuz, yapılan her dört testten birinin de pozitif olduğunu vurguladı: “Ocak ayı başında yapılan 10 testten biri pozitifti. Son dönemde PCR testlerindeki değişikliğe rağmen (temaslılara yapılmaması vs.) pozitiflik oranı yükseliyor. Bu rakamlar, özellikle duyarlı nüfusun fazlalılığı nedeniyle ölümlere de yansıyor. Türkiye pandemi yönetiminde çok erken zafer ilan etmiş gibi görünüyor. Bakan Koca’nın ‘Geleceğe odaklanalım, salgına değil’ ifadeleri, yönetimin pandemiye bakışını özetliyor. Yeni açıklamalardan anlıyoruz ki salgın kendi gidişatına bırakılmış. O gidişatın durulması bekleniyor. Ama sebepleri ve hangi önlemlerin alınması gerektiğiyle ilgili kapsamlı, sistematik, halk sağlığını korumaya yönelik değerlendirmeler yapılmıyor.”
Gözler TÜİK’te
Tüm beklentilere ve uyarılara rağmen, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2020 yılına ait ölüm istatistiklerini yayınlamıyor. Bilim insanları davranışın pandemide ölenlerin sayısını gizleme isteğinden kaynaklandığını düşünüyor. Çünkü ölenlerin sayısı, pandemi yönetiminin başarısını da işaret ediyor. Yavuz, bunun ‘veri açıklamama stratejisi’ olduğunu belirtti.
Pandeminin gidişatıyla ilgili öngörüde bulunmanın zor olduğunu, dünyada da farklı yorumlar yapıldığını hatırlatan Yavuz, “Omicron’un çok ciddi hastalık, ölüm yükü oluşturduğu açık ve net. Bunun önümüzdeki aylarda da devam edeceğini öngörmek zor olmasa gerek” dedi.
‘Hafif gelip geçiyor diye bakmak hata’
Araştırmalar Covid-19 enfeksiyonunun geçirildikten sonra önemli sağlık sorunlarına yol açacağını gösteriyor. ABD’de 1 Mart 2020 ile 15 Ocak 2021 arasında Covid-19 testi pozitif çıkan ve hastalığın ilk 30 gününde hayatta kalan 153 bin 760 kişiyle yapılan bir çalışmaya göre, Covid-19 geçirenlerin enfeksiyondan sonraki ilk ay ila bir yıl içinde kalp ve damar sistemiyle ilgili komplikasyon geliştirme riski artıyor. Nature Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre yıkıcı kalp ritim bozukluğu, kalp kası iltihabı, kan pıhtılaşması, felç, koroner arter hastalığı, kalp krizi, kalp yetmezliği ve ölüm sıklığı yükseliyor.
Yavuz, şöyle konuştu: “Bu ‘hafif geldi geçti, bir sorun yaratmadı’ meselesi olarak görülemez. Enfeksiyon sonrasında orta ve uzun dönemde ne gibi komplikasyonlara, sağlık sorunlarına yol açtığı ile ilgili araştırmalar arttıkça, sonuçlar göz önüne alınıp Covid-19 enfeksiyonunun önlenmeye çalışılması gerekiyor.”
‘İnsan merkezli bakış açısı hatalı’
ABD Ohio Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar doğada yaşayan 360 geyiğin 129’unda (yüzde 35) virüsü tespit etti. Covid-19 enfeksiyonu, doğada serbest dolaşan geyiklere de ulaşmıştı. Yavuz, insan, hayvan ve çevre sağlığının ayrı ayrı değil, birbirinden ayrılmaz bir bütün ve ‘tek sağlık’ olarak ele alınması gerektiğini hatırlattı. Pandemi sürecinin bunun önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Yavuz, “Sadece insan sağlığı odaklı bakmak hata. Örneğin, Covid-19 virüslerinin doğada farklı hayvanlarda dolaşmaya başlaması, yeni varyantların gelişmesi riskine yol açabilir” dedi.