Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başkan Haşim Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi’nin 52. kuruluş yıldönümü dolayısıyla hükümeti topa tutan sözleri için “Biz buna müstahak değiliz…” dedi. Eminim, pek çok kimse de böyle düşünüyor. Ne var ki, yine eminim, Türkiye’nin çoğunluğu Başbakan’ın ve hükümetinin Kılıç’ın sözlerini fazlasıyla hak ettiği kanısında.
Sayın Arınç ve birçokları görmeyebilir ya da görmezden gelmeyi tercih edebilir, ama Türkiye’de çoğunluğun gördüğü şu: İlk iki döneminde ülkeye her alanda büyük hizmetler yapan, zenginleşmesine ve demokratikleşmesine önemli katkılar veren hükümet, maalesef, iktidar partisine hakim olan bir kliğin rehberliğinde, kazanımları bir bir tersyüz ediyor. Başbakan, giderek bütün kararları kendi elinde topluyor. Yönetimi giderek keyfîleşti ve otoriterleşti.
Kazançlarını hükümetin kayırmalarına borçlu birtakım işadamları aracılığıyla medyanın önemli bir bölümünü tahakkümü altına aldı; eleştirel gazetecileri kovdurdu, yandaş gazetecileri taltif ettirdi. Hükümetinin kimi mensupları Türkiye tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına yakalanınca, soruşturmayı teşvik yerine (ucu kendisine dokunacağı kaygısıyla) örtbas etmek için yine “iç ve dış düşmanlar” bahanesine sarıldı.
İktidarı denetleyen ve dengeleyen yegane devlet kurumu durumunda kalan AYM, işte bu gidişe karşı çıkıyor. Bunun için Sayın Haşim Kılıç, mahkeme üyelerinin oybirliğiyle, hak ve hukukun ayaklar altına alınmasına karşı sesini yükseltmek ve uyarıda bulunmak ihtiyacını duydu. Vicdanlarıyla baş başa kaldıklarında Sayın Arınç’ın ve Sayın Abdullah Gül, Sayın Ali Babacan ve birçok başka hükümet ve AKP üyesinin Sayın Kılıç’a hak vermiyor olacağını düşünemiyorum.