Darbe girişimi sırasında 62 askerin Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgal ettikleri gerekçesiyle üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve beş yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.
Havalimanına tabur komutanı Şakir Çınar’ın talimatıyla gittiklerini anlatan bir asker şöyle dedi: “Çınar’a, ‘Ne yapalım komutanım, halk tanka çıkıyor’ dedim. Bunun üzerine Çınar, Astsubay Recep Özcan’a ‘Tanka çıkanları vur‘ dedi. Recep Astsubay, Çınar’a ‘Halk var, nasıl ateş açayım’ dedi. Çınar da, bağırıp hakaret etti ve zorla Recep astsubaya ateş açtırdı. Recep astsubay da havaya ateş açtı.”

Fotoğraflar: Reuters
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, biri yüzbaşı, üçü üstsubay, dört astsubay ve 20’si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan sekizi katıldı.
‘Hayır sizi kandırmışlar, geri dönün’ dediler
Sorgusunda tank doldurucusu olarak görev yaptığını söyleyen tutuklu sanık uzman çavuş İbrahim Donat, altı yıldır askeri personel olduğunu, 15 Temmuz günü hiçbir şekilde hiçbir eyleme katılmadığını ve o gün Çınar tarafından mühimmat dağıtımının yapıldığını söyledi.
Donat şöyle devam etti: “Yargılanmamı sağlayan Seçkin Sönmez bile şu anda görevinde. Tankın üzerine çıkan vatandaşlar bunun bir darbe girişimi olduğunu bize aksettirdiler. Biz de bunun bir darbe girişimi değil, terör eylemi olduğunu söyledik. ‘Hayır sizi kandırmışlar, geri dönün’ dediler. Biz darbeci olmadığımızı söyleyerek geri çıkmaya çalıştık. Astsubay Ferhat Daş, ‘Ben vatan haini değilim’ diyerek tankın içine girdi ve canına kıydı. Ferhat astsubay olduğu yerde şehit düştü.”
‘Darbe yapılıyor denseydi tüm kuvvetler emre uyup katılırdı’

Fotoğraf: Reuters
Darbe gerçekleşmediği için cuntacılarla yargılandığını, darbenin gerçekleşmesi durumunda da onların emrine itaat etmedikleri için yargılanacaklarını savunan Donat şöyle devam etti: “Ben ve arkadaşlarım kanunsuz eylem olduğunu anladığımızda eylemi sonlandırdık, darbeci olmadığımızı belirtip polise teslim olduk. Darbeci değiliz, elimizden geldiği kadar öğrendikten sonra darbeyi önlemeye çalışan kişileriz. Benim ve arkadaşlarımın isteyerek, kasti olarak hiçbir eylemi yoktur. FETÖ terör örgütüyle hiçbir bağlantım yoktur. İllegal bir yapı içinde hiçbir zaman bulunmadım. Sizin vereceğiniz kararlara inancım ve güvenim tamdır. Bir asker olarak emirleri sorgulama durumum yoktur. Darbe yapılıyor denseydi de kara, deniz, hava ve tüm kuvvetler emre uyup katılırdı.”
Tutuklu sanıklardan Cihat Kucur ise, 15 Temmuz günü Çınar’ın talimatıyla havalimanına gittiklerini belirterek, “Çınar’a, ‘Ne yapalım komutanım, halk tanka çıkıyor’ dedim. Bunun üzerine Şakir Çınar, Astsubay Recep Özcan’a ‘Tanka çıkanları vur‘ dedi. Recep Astsubay, Çınar’a ‘Halk var, nasıl ateş açayım’ dedi. Çınar da, bağırıp hakaret etti ve zorla Recep astsubaya ateş açtırdı. Recep Astsubay da havaya ateş açtı” dedi.
‘Evde o kitabın olduğundan haberim bile yoktu’

Fotoğraf: DHA
Tutuklu uzman çavuş Fatih Kaya, evinde Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’in kitabının bulunmasıyla ilgili olarak “Üniversitede okuyan yeğenim var. Üstünde de adı yazıyormuş zaten. Evde o kitabın olduğundan haberim bile yoktu. Benim FETÖ ile alakam yok, burada olmamın tek nedeni Çınar’ın telsiz kullanmasını bilmemesi. Sadece mandala basıp konuşma yeteneği vardı” dedi.
‘Şanssızlıktan ve tesadüfen buradayım’
‘Terör saldırısı’ olduğu söylenerek havalimanına götürüldüklerini aktaran tutuklu uzman erbaş Cengiz Gümüş, yıllarca TSK’ya hizmet etmiş komutanından ‘şüphe duymadığını’ söyledi.
Cengiz şöyle devam etti: “Emir-komutayla kışladan çıkarıldım. Eğer o listede olmasaydım şu anda El Bab’da vatan kahramanı olarak anılacaktım. Ben şanssızlıktan ve tesadüfen buradayım. Vatanıma hiçbir zaman ihanet etmedim. Kandırıldığımı söyleyerek polise teslim oldum.”
Dört ayrı suçtan ceza isteniyor
İddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı’nda görevli bir yüzbaşı, yedi subay, 20 uzman çavuş ve 34 erin 15 Temmuz gecesi ‘devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgale gittikleri’ belirtildi.
Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı davada, sanıkların tümü için dört ayrı suçtan ceza isteniyor.
Tüm sanıklar, ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Meclis’i ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlarından üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek’ suçlarından beş yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.