İktidara yakın çevreler Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Sisi muamelesi yaparken, muhalefet kanadı içinde özellikle laikliğe duyarlı çevrelerde, İhsanoğlu’nu zıt bir şekilde Mursi gibi bir İslamcı görenlerin seslerinin gür çıktığına tanık olduk.
Babası sürgün olduğu için Mısır’da doğan ve Türkiye’ye ilk kez 27 yaşında geldiği için Mısırlı bazı kişilere benzetilmesi bir yere kadar anlaşılabilir ancak İhsanoğlu’nun Sisi ve/veya Mursi’ye benzetilmesi haksızlık olur. Hele siyasi rakiplerinin onu itibarsızlaştırmak için ortamlara göre bu iki zıt benzetmeden uygun olanını kullanmaya kalkmasıysa tek kelimeyle ayıp olur.
Prof. İhsanoğlu’nu belli ölçülerde tanıyorum ve onun İslamcı olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Benim gözümde o, bir zamanlar Türk siyasetinde epey etkili olan, fakat Milli Görüş partilerinin (RP, FP, AKP) öne çıkmasıyla, bir müddet onlarla birlikte hareket edip daha sonra sahne gerisine çekilmek zorunda kalan milliyetçi-muhafazakâr aydın tipolojisinin (ki Türk-İslam sentezi bu kişiler tarafından geliştirilmişti) son örneklerinden biri. Geçmişte bu sağcı aydın grubu tarafından epey hırpalanmış ve şeytanileştirilmiş olan CHP’nin yıllar sonra o profile yakın birini bir tür kurtarıcı olarak sahiplenmesi kuşku yok ki kaderin bir cilvesi.