Fethullah Gülen cemaatinin çözüm süreci hakkındaki duruşu üzerine çok şey yazıldı söylendi ama henüz tam bir netlik oluşmuş değil.
Bu kafa karışıklığının en önemli nedeni cemaatin, Fethullah Gülen dâhil olmak üzere pek çok sözcüsünün süreç hakkında sık sık birbirleriyle çelişen açıklamalar yapmasıdır.
Seçimlerden önce dağıtılmak için hazırlandığı anlaşılan “Barış içinde adil yarınlar için demokratik uyarı daveti“ başlıklı bir metnin “Sözde barış süreci hakkında“ başlıklı son bölümünden bazı alıntılar yapmak istiyorum.
Altında herhangi bir imza bulunmamakla birlikte bu metni kaleme alan(lar)ın Gülen cemaatinin “sahici“ görüşlerini çok iyi toparlamış olduğunu düşünüyorum:
– Kürt kelimesi sorun kelimesi ile yan yana kullanılamaz. ‘Kürt Sorunu’ kavramı en hafif ifadesiyle düşüncesizce kullanılmış, sapık bir ifadedir. Kürt’se sorun değildir, sorunsa Kürt değildir.
– Başbakan’ın iyi niyetle başlattığı ve kısmen doğru işler de yaptığı ‘barış süreci’, maalesef kelimenin gerçek anlamıyla bir ‘parçalanma süreci’dir.
– Süreç sonunda iktidar partisi ‘1 yıldır kan akmıyor, daha ne olsun’ sloganına sarıldı ama, PKK, kan akıtmadığı her gün ‘bak, dediklerimi yap, yoksa karakol basarım, şehirde bomba patlatırım, açılım balonunu patlatırım, seni iktidardan indiririm haa’ diye açık açık, göstere göstere, en üst perdeden hükümete ve devlete meydan okuma konumunu yakaladı.