ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ
zeynepguven@diken.com.tr
@zeynepguvenunlu
CHP’nin ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ buluşmasını geniş bir ekiple izledik. Genel yayın yönetmeni ve editörlerimiz masa başında; Ankara temsilcimiz, yazar ve muhabirlerimiz Lütfi Kırdar Kongre Salonu’ndaydı. Ben de toplantıyı izleyenleri izledim. İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun heyecanla beklenen vizyon buluşmasından izlenimlerim.
Salona girer girmez hem toplantıyı rahat izleyebileceğim hem de mümkün olduğu kadar çok insanla temas edebileceğim bir yer aramaya başladım.
Sahne önü mıknatıs gibi çekti kendine. Sonuçta bütün ünlü isimler orada: Ekrem İmamoğlu yeni gelmiş etrafla selamlaşıyor. Tunç Soyer kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen bir genci kırmıyor, nezaketle kameraya gülümsüyor. Canan Kaftancıoğlu, Selin Sayek Böke, Aylin Nazlıaka… Hepsi birer yıldız, her birinin etrafı kalabalık.
Onları izlerken, hemen yanımda dik dik ve dikkatle salona bakan kısa boylu geniş omuzlu bir adam dikkatimi çekti. Hali, tavrı, konsantrasyonu, ‘birinin güvenliğinden sorumlu olduğu’ hissini veriyordu.
“Siz korumasınız değil mi” diye sordum, “Yok değilim” dedi.
Böyle tuhaf soruları pat diye sorduğum zaman karşıdan ters bir cevap gelme riskine karşı hemen kendimi tanıtırım. “Ben Diken’den Zeynep Güven. Bu toplantıyla ilgili bir izlenim yazısı yazacağım, o yüzden…”
Gazeteci olduğumu öğrenince, koruma diye düşündüğüm kişinin yanındaki adam “Evet koruma” diye söze karıştı. Biraz konuşunca durum anlaşıldı. ‘Koruma‘ hakikaten korumaymış. Sonradan söze girense önümüzdeki seçimlerde milletvekili adayı olacakmış. “Şimdiden çalışmaya başladık” dedi, “röportaj yapar mıyız” diye sordu. Yalnız önce tanışmamız lazım. Söz verdik, ben onu google’layacağım, o da Diken’i!
Selvi Kılıçdaroğlu muydu o geçen!
Derken toplantının ilk iki saatini ayakta izleyeceğim bir yer buldum. Sahneyi yarım da olsa görüyor, girip çıkmam gerekirse kapıya yakın.
Etrafımda çoğunlukla partinin kadın ve gençlik örgütlerinden kimseler, belediye başkan danışmanları ve CHP’liler vardı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun salona girmesini beklerken, hemen yanımdan Selvi Kılıçdaroğlu geçti! Bu kadar sessiz sedasız ve yalnız girmesine çok şaşırdım. Hemen yanımda bir görevli vardı, “Selvi hanım değil miydi o” diye sordum, kız kardeşiymiş. ‘Uyuyan Selvi hanım değil kız kardeşiydi’ denecek kadar benziyorlar.
Derken Kemal Kılıçdaroğlu, önce salona girdi, sonra sahneye çıktı.
Hem başta hem de programın sonunda yaptığı konuşmalara her yerden ulaşmak mümkün. Salonun nabzını nasıl yükselttiğini, nasıl coşku verdiğini de izlediniz ya da önümüzdeki günlerde denk geleceksiniz.
Ben yine salona döneyim. CHP Gençlik Kolları’na yer olarak balkon kısmı verilmiş. Gençler Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını sık sık sloganlarıyla kesti. Sevdikleri şarkıcının konserinde tempo tutar gibi konuşmaya zaman zaman alkışla eşlik ettiler. Politikacıların güç tutkusu yüzünden siyasetten vazgeçemediği biraz da küçümsenerek dile getirilir hep. Politikanın coşkusu da bağımlılık yapıyor olmalı diye düşünmeden edemedim.
Gençleri Kılıçdaroğlu’na güçlü destek verdi.
Rifkin ‘sizi eğlendireceğim’ dememişti ki!
Günün en çok konuşulan konularından biri de Kılıçdaroğlu’nun yeni danışmanı Jeremy Rifkin’in salonu ‘sıkması‘ oldu. Kabul edelim, tempoyu düşürdü. Rifkin’in konuşması ilerledikçe benim etrafım da tenhalaştı. Sosyal medyada da konuşuldu, eleştirildi.
Fakat Rifkin bize eğlence vaat etmemişti ki. O yüzden konunun ‘sıktı / eğlendirdi’ ölçüsüyle konuşulması ne kadar doğru emin değilim. Ama partisini seven ve iktidarda görmek isteyen bir CHP’linin söylediğini buraya yazmam lazım. Rifkin konuşup salon dinlemezken, o ana kadar programı yanımda ayakta izleyen 70’lerinde bir beyefendi dönüp “Yine bizimle dalga geçecekler, ‘ne anladınız o konuşmadan’ diyecekler” dedi. Öfkeyle değil kaygıyla, ‘akran zorbalığına uğrayan ortaokul çocuğu’ gibi sıkılıyordu.
Tercüme için kulaklık verildiğini söyledim, “Milletvekillerine verildi, onlar da zaten İngilizce biliyor” diye cevap verdi. Sordum, kulaklık sadece belli davetlilere özel değilmiş ama başka sebeplerden herkese ulaşamamış olabilir elbette.
Siyaset üstü vatanseverler
Jeremy Rifkin’den sonra Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle ‘bir parti ya da iktidar için değil vatan için çalışacak’ ekonomi beyin takımı Hakan Kara, Refet Gürkaynak, Ufuk Akçiğit ve Daron Acemoğlu video konferans ile salona seslenip CHP’ye nasıl destek verebileceklerini anlattı.
Salonun heyecanını artırmakta genel başkanından geride kalmayan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve son olarak yine Kemal Kılıçdaroğlu sahneye çıktı.
Ve televizyon programcısı Duygu Demirdağ’ın, başından sonuna başarıyla sunduğu buluşma başladığı gibi büyük heyecanla bitti.
Çıkışta rastladığım bir CHP’li “başarılı bir buluşma oldu mu sizce” soruma tereddütsüz cevap verdi: “Kemal bey burada aradığı desteği buldu. Burada konuşulanları seçmene ayrıca anlatacağız elbette ama bu esas olarak partiyle yapılan bir buluşma. Uzun zamandır böyle heyecanlı bir kalabalık görmemiştim.”