Yaptığımız işleri değerli ve anlamlı bulsak bile, çoğumuz başlıktaki soruya “çalışmak için yaşamıyoruz ama daha iyi yaşamak için çalışıyoruz” cevabını veririz.
“Çalışmak için yaşamak” deyimi itici geldiği için, kabul etmeseler de bazıları fiilen böyle yaşar, çalışmayı amaç haline getirirler.
Bu yaşam biçimini tercih eden işverenler ve yöneticiler, çalışanlarının da aynı anlayışı benimsemesini beklerler. Bu anlayışa uyanları beğenir, uymayanları beğenmezler.
Bu görüşte olanlar için normal çalışma saatlerinin önemi yoktur. İnsan fiziki gücü elverdiği ölçüde çalışmalıdır.
Bu kültürü özümseyen çalışanlar, beğenilmek için, gerçekte işleri olmasa da çalışkan olduklarını göstermek için sık sık fazla mesaiye kalırlar.
Bu kültürde, yıllık izinlerini eksiksiz kullanmak isteyenler çalışkan görülmedikleri için, izinlerini hiçbir zaman tam kullanmazlar.
Sürekli gereğinden fazla çalışma insan sağlığını ve sosyal yaşamı olumsuz olarak etkilenir. Olumsuz etkileşim tükenmişlik, artan stres, aile huzurunun ve birliğinin bozulması sonuçlarını doğurur