O sırada Demokrat gazetesinin hazırlık çalışmaları devam etmekteydi. Nereden bilebilirdim ki, gazetenin ön prova çalışmalarında, Tütengil işlenen manşet haber konusu olsun.1968 yılında master yapmağa başladığımda aldığım derslerden biri sosyoloji idi ve Tütengil hocaya Türkiye’de Yüksek Öğrenim Gençliği’nin sorunları diye bir paper hazırlamıştım. Tam 68’de yapılacak ödev!
Doktora eğitiminde tez safhasına gelmiştim. 12 Mart darbesinden sonra Şadi Alkılıç ve arkadaşları davasında mahkum olmam doktoranın yarım kalmasına neden olmuştu. Tütengil hoca, tamamlamam konusunda ısrarlı idi. Fakülte yönetiminden 1979 yılında bunun için karar da çıkarttı.
1971 sonbaharında yılında serbest kaldıktan sonra, doktora kurunu tamamladım. Tez konusu olarak Gülten Hoca’ya (Kazgan), “İktisadi Kriz Kuramları”nı önermiştim. “Demode bir konu değil mi” diye sormuştu ilk başta. O yıllarda kapitalizmin kriz meselesini aştığı düşüncesi egemendi.
1979 yılında ise, daha yeni tez konusunu belirlemeden Tütengil öldürülecekti. Ben de doktorayı tamamlama bahsini tamamen kapattım. Zaten kapatmasam ne olacaktı? 80 darbesine 9 buçuk ay kalmıştı.
Tütengil, İÜ iktisat Fakültesi Sosyoloji bölümünün, “boyalı kuşu” idi. Kürsüde hegamonya milliyetçi ve turancı eğilimli kişilerden oluşuyordu. Ve pirleri ise Fahrettin Ziya Fındıkoğlu idi. Militan bir anti-komünistti. 2. Dünya Savaşı yıllarında bölümün çıkardığı ‘İŞ’ dergisinde, Nazi dönemi Almanyası’ndaki korporatif işçi örgütlenmesini örnek gösteren yazılar yayınlamıştı. Bu kürsüden daha sonraki MHP elitinin kafa adamları yetişecekti.