Ankara Üniversitesi (AÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi Aktüerya Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Tank, corona virüsü salgınının Türkiye’de başladığı tarih 11 Mart’tan 180 gün sonra yok olmasını beklediklerini kaydetti.

Üniversite bünyesinde başlatılan bilimsel araştırma projesi kapsamında tüm ülkelere ait corona virüsüyle ilgili verileri, Türkiye’dekilerle karşılaştırıldı. Karşılaştırmalı veri analizi sonucunda salgının Türkiye’de bitiş tarihine ilişkin öngörüde bulunuldu.
Türkiye’nin salgında ‘pik‘ noktasını gördüğünü ve artık sönümlenme aşamasına geçtiğine işaret eden Tank, sönümlenme aşamasının uçağın piste inmek için alçaldığı sürece benzediğini söyledi.
Profesör şöyle konuştu: “Biz pik noktasını 23 Nisan olarak görmüştük. Türkiye çok uzun bir müddet tırmanış aşamasındaydı, 23 Nisan’dan sonra artık yavaş yavaş yatay seyre geçti, ‘plato‘ denilen seyre geçti ve 21 Mayıs’tan itibaren de sönümlenme aşaması başladı. Yani uçak artık teker koyma yolunda ilerliyor. Tabii ki bu bir süreç, aşağı doğru iniyor. Bu süreçte bütün bu tahminler mevcut koşulların geçerliği altında devam ediyor. Ama iniş aşamasında herhangi bir türbülansa yakalanmamak için kişisel önlemlerimizi en üst düzeyde tutmamız gerekiyor.”
‘Simulasyona göre 180 günde yok olacak’
Tank şöyle devam etti: “Azalma büyüme faktörleri dikkate alınarak sayıları iterasyon yöntemleriyle incelediğimizde 180 gün sonra bitebileceği gözüküyor; ama bu mevcut koşullarda. Mevcut koşullar derken bu kısıtlama anlamında değil, ölüm oranlarımız, ölüm sayılarımız, büyüme faktörümüz bunları dikkate aldığımızda 180 gün gibi gözüküyor. Bunlar tabii ki birer gösterge. Biz önlemlerimizden ne kadar uzaklaşırsak bu öteye atacaktır. Son vakalarımıza baktığımızda, simülasyon çalışmalarını yaptığımızda 1 Ağustos itibarıyla 56 tane vaka tespit edilmesini bekliyoruz. Ama tabii ki bunlar bir simülasyon sonucu, eğer biz kendi kişisel önlemlerimizi değiştirirsek bu tabii ki rakamlara yansıyacaktır ve rakamlarda değişiklik olabilir.”
‘Salgının bulaşma katsayısı 0.4’
Türkiye’deki vaka sayılarına bakıldığında bir kişinin hastalığı kaç kişiye bulaştırdığının da hesaplanabildiğini kaydeden profesör, ‘R0‘ katsayısının toplumda hiç bağışıklık kazanan kimse olmadığı durumda, ‘R’ katsayısının ise toplumda bağışıklık kazanmış kişilerin olduğu durumda bir kişinin kaç kişiye hastalık bulaştırdığını gösterdiğini ifade ederek, “Şu an R0 katsayısı 2,1 civarında, R katsayısı ise 0.4’larda” dedi.
Sokağa çıkma yasağı öncesi ve sonrasındaki hareketlilik
Google ve Apple verilerini dikkate alarak sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde ve sonrasında yaşanan hareketliliği de incelediklerini dile getiren profesör, çok ilginç sonuçlara ulaştıklarını, sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde ve sonrasında hareketliliğin tavan yaptığını, özellikle marketlere ve eczanelere yönelik büyük bir hareketlilik yaşandığını açıkladı.
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan Ankara, İstanbul ve İzmir’deki insan hareketliliğine ilişkin verileri, kısıtlamanın olmadığı Antalya ile karşılaştırdıklarını da söyleyen Tank, Antalya’daki market ve eczane hareketliliğinde herhangi bir artış ve dalgalanma yaşanmadığına dikkat çekti.
‘İnanılmaz bir dalga var’
Profesör, her sokağa çıkma kısıtlamasından önce çok yüksek derecede hareket ettiklerini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günler bu doğal olarak dip yapıyor. Sokağa çıkma kısıtlaması bittikten sonra tekrar tavan yapıyor ve ondan sonra bir-iki gün düşüyor. Tekrar sokağa çıkma yasağı başlayacağı zaman tekrar çok yükseliyor ve düşüyor. İnanılmaz bir dalga var. Sokağa çıkma kısıtlaması başlamadan önceki döneme göre en az sekiz kat bir artış var. Yani sokağa çıkma yasağımız olmasaydı biz marketlere ne kadar gidiyorduk? Bir kere gidiyorduk. Ama şimdi sokağa çıkma kısıtlamasından sonra sekiz kere gidiyoruz.
Bizim burada gözlemlediğimiz ve bulgu olarak sunabileceğimiz en önemli şey her sokağa çıkma yasağından önce ve sonra hareket ettiğimizden bir sonraki hafta daha fazla hareket ediyoruz. Marketlerde ve eczanelerdeki hareketliliğimiz salgın öncesi dönemden çok çok daha fazla ve son zamanlarda hala resmi olarak parklar bahçeler açılmadığı halde, parklardaki ve bahçelerdeki hareketliliğimizin de son zamanlarda arttığı gözleniyor. Sosyal mesafe ne kadar korunuyor? Bunun ayrı bir araştırma konusu olması lazım.”