IŞIN ELİÇİN
@IsinElicin
Ukrayna’da Rusya’nın taşeron ordusu işlevi gören Wagner Grubu’nun kurucusu ve ‘başkomutanı’ Yevgeni Prigojin, savaşçılarının konuşlandığı bir kampın Rus ordusu tarafından bombalanmasını gerekçe göstererek intikam almak üzere 25 bin askeriyle Moskova’ya doğru, kendi ifadesiyle bir ‘adalet yürüyüşü’ başlattı. Rus Federal Güvenlik Servisi FSB, Prigojin’i ‘silahlı isyan çağrısı’ yapmakla suçlarken, Wagner’e bağlı paralı askerler, Rusya’nın Ukrayna sınırına yakın iki kentte; Rostov-Na-Donu ve Voronej’de askeri tesislerin kontrolünü ele geçirdi. Devlet Başkanı Vladimir Putin gelişmeler üzerine ulusa sesleniş konuşması yaptı; Wagner’in eylemini Rusya için ‘ölümcül bir tehdit’ olarak niteledi ve sorumluların kaçınılmaz olarak cezalandırılacağını söyledi. “Hainler cezalandırılacak, Rusya’nın yeniden bölünmesine izin vermeyeceğiz ve halkımızı koruyacağız” diyen Putin, Prigojin’i adını anmadan ‘vatana ihanet’le suçladı. Prigojin, Cuma günü bir dizi video mesajı yayınlayarak, doğrudan Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yu hedef almış, askeri yönetim kadrolarını cephedeki başarısızlıklardan sorumlu tuttuğu gibi, Ukrayna’dan ciddi bir güvenlik tehdidi gelmediği halde işgal kararı aldırtarak, Kremlin’i ve Rus halkını yanıltmakla suçlamıştı.
‘Putin’in aşçısı’
Wagner’in kurucusu olarak bilinen Yevgeni Prigojin, 1961 doğumlu ve Putin gibi St. Petersburglu. Gençlik yıllarında hırsızlık, sahtecilik, çocukları fuhuşa zorlamak gibi suçlardan hüküm giymiş, 9 yıl da hapis yatmışlığı var. 1990’da hapisten çıktıktan sonra annesiyle sokaklarda sosisli sandviç satarak ticarete atıldığını anlatıyor; birkaç yıl içinde lüks restoranlar açacak kadar hızla zenginleşmesini ‘çok sıkı’ çalışmasıyla açıklıyor. Sovyetler Birliği’nin çöküşü ertesinde ekonomiye hakim olan mafyatik ilişkiler ağındaki yeri ve rolünden ise bahsetmiyor. Prigojin kumarhane sahibi ortağıyla St Petersburg’un en lüks restoranlarından biri açtıktan sonra, müdavimleri arasına Putin’i de katıyor. Öyle ki Putin, 2001’de Fransa Cumhurbaşkanı Jack Chirac’ı, 2002’de ABD Başkanı George Bush’u Prigojin’in işlettiği restoranda ağırlıyor. Bu yıllardan itibaren ‘Putin’in aşçısı’ olarak anılan Prigojin, kurduğu yemek fabrikaları aracılığıyla Rus ordusu ve devlet okulları için açılan milyarlarca dolarlık ihalelerin de sahibi oluyor.
2014’te eski Rus istihbarat subayı Dmitry Utkin ile birlikte Wagner’i kuran Prigojin’in adı, Rusya’nın 2016’daki Amerikan başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarını araştıran özel savcı Robert S. Mueller’in iddianamesinde ‘trol fabrikatörü’ olarak geçiyor. Buna göre Prigojin sosyal medyada Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın lehine, Demokrat aday Hillary Clinton’ın aleyhine kampanya yürüten troller ordusunun finansörüydü.
Wagner Grubu
Wagner, uluslararası kamuoyunun gündemine 2014’te, Kırım’ın ilhakı sırasında Rus askerlerine destek veren ‘yeşil adamlar’ vesilesiyle geldi. Kollarında askeri amblem bulunmayan bu üniformalı savaşçılar Donbask bölgesi’de ayrılıkçı Ruslarla beraber saf tuttu. Ukrayna’nın ‘Nazilerden arındırılması’ amacına hizmet ettikleri söylense de isimlerini Adolf Hitler’in en sevdiği klasik müzik bestecisi Richard Wagner’den almıştı.
2015’te, Rusya’nın Beşar Esad rejimine destek vermeye başlaması ardından, Wagner’in paralı askerleri Suriye’de de varlık göstermeye başladı. Amerikalı istihbarat kaynaklarına göre, personel sıkıntısı çeken Esad yönetimi enerji santrallerinin ve kritik askeri tesislerin korunmasında Wagner’den destek alıyordu.
2017 yılında ülkenin o dönemki lideri Ömer El Beşir’le yapılan anlaşmalar kapsamında Sudan ordusuna eğitim verirken görüntülenen Wagner birlikleri, ertesi yıl Libya’da Rusya’nın desteklediği Halife Hafter için savaşacaktı.
Wagner’in faaliyet gösterdiği ülkeler arasında Mali, Madagaskar, Mozambik, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Venezuela da var.
Resmi bir pozisyonu olmamasına rağmen Prigojin savunma alanındaki anlaşmaların yapıldığı üst düzey toplantılarda sık sık boy gösterdi. Prigojin’in, Nisan 2018’de Putin ile Madagaskar Devlet Başkanı Hery Rajaonarimampianina arasındaki özel bir ikili görüşmeye katıldığı haberlerinin Avusturya televizyonuna verdiği bir mülakatta sorulması üzerine Putin, “kendisi St. Petersburg’da bir restoran sahibi, işi bu” demekle yetinecekti. Birkaç ay sonra bir başka mülakatta ise Putin, Prigojin’i çeşitli devrimleri ABD adına finanse ettiği iddiasıyla komplo teorilerine konu olan Amerikalı finansçı ve hayırsever George Saros’a benzetecek ve aslında bu benzetmeyle Prigojin’in işlevini de açık etmiş olacaktı: “Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünyadaki bütün işlere burnunu sokan bir şahsiyet var: Bay Soros. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Soros’la alakalarının olmadığını, Soros’un yapıp ettiğinin kendi özel meselesi olduğunu söyler. Bizim için de Bay Prigojin’in yapıp ettiği onun özel meselesidir.”
Amerikan Dış Politika Araştırmaları Enstitüsü’nden Alexander Rabin’e göre Putin’in Prigojin’e özel bir ordu kurdurmaktaki temel amacı, resmi sorumluluk almaksızın ve gerektiğinde inkar edebilecek bir yöntemle, ihtiyaç duyan ülkelerle liderlerine ‘nüfuz, jeostratejik yayılma fırsatı ve doğal kaynaklarla ilgili ayrıcalıklar’ karşılığında ‘askeri destek satmak’. Ukrayna savaşına kadar Wagner’in bu amaca başarıyla hizmet ettiği, Putin’in de hedeflerine büyük ölçüde ulaştığı söylenebilir.
Ukrayna savaşı Wagner’i ve Prigojin’i nasıl değiştirdi?
Moskova, Ukrayna’daki ‘özel operasyonu’ umduğu gibi kısa sürede tamamlayamadı. Rus ordusu ağır kayıplar verdikçe, Kremlin için seferberlik ilan edip gençleri askere çağırmanın siyasi maliyeti arttı. Buna mukabil Wagner, altı ay dayanabilirlerse özgürlüklerine kavuşacakları vaadiyle hapishanelerden topladığı hükümlüleri Bahmut’da olduğu gibi kanlı muharebelerin ön saflarında kolayca savaştırabiliyordu. Kremlin’in kontrolündeki Rus medyası, yıllarca varlığı inkar edilen Wagner’in cephedeki başarılarına yer vermeye başladı. Ukrayna’nın işgaline kadar Wagner’in kurucusu olduğu iddialarını yalanlayan, hatta bu yönde haber yapan gazetecilere karşı davalar açan Prigojin de geçen sonbaharda perde arkasından çıktı ve Rus kamuoyunda Wagner’in düzenli orduya göre çok daha yetkin, motive ve çok daha etkili olduğuna dair bir algı oluşturacak şekilde, vatansever bir başkomutan edasıyla cepheden kamuoyuna seslenmeye başladı.
Rusya Anayasası özel güvenlik şirketlerini ve her türlü silahlı oluşumu yasaklıyor. Ancak Putin Kasım ayında savunmayla ilgili yasal düzenlemelerde değişiklik yaparak, ‘gönüllü askerliğin’ önünü açtı. Bunun üzerine Kasım ayında St. Petersburg’da Wagner’in ilk resmi ofisini açan Prigojin, ‘yasallaşmanın’ da verdiği özgüvenle olsa gerek Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’a karşı giderek sertleşen bir üslupla eleştiriler yöneltmeye başladı. Savunma Bakanlığı’nın savaşçılarını cephane ve destekten mahrum bıraktığını ileri sürdü, hatta tepki olarak birliklerini Bakhmut’tan geri çekti. Prigojin Mayıs ayında ise Bahmut’u ele geçirirken 20 bin Wagner askerinin öldüğünü ileri sürecek, Savunma Bakanı Şoygu ve Dışişleri Bakanı Lavrov’u ima ederek, “Rus çocuklar cephede ölürken seçkinlerin çocukları yurtdışına okumaya gidiyor” açıklamasıyla gündem olacaktı.
Bu arada belli ki Putin’in desteğini alan Rusya Savunma Bakanlığı, milis güçleri üzerindeki kontrolünü artıracak bir adımla, Rusya için savaşan tüm ‘gönüllü’ askerlerin 1 Temmuz’a kadar Rusya Federasyonu ile resmi bir sözleşme imzalaması gerektiğini duyurdu. Prigojin, gönüllü oluşumlara silah, mühimmat ve lojik sağlama koşulları ile gönüllü askerlerin hizmet koşullarını belirleyecek olan söz konusu sözleşmeyi imzalamayı reddetti.
Prigojin’in 23 Haziran’da yayınladığı videolarla, Rusya’nın Ukrayna işgalinin meşru ve haklı gerekçelere dayanmadığını ileri sürerek, Savunma Bakanı Şoygu’yu, Putin’i ve Rus halkını kandırarak, terfi almak için savaş başlatmakla suçlaması, Rusya’nın 16 aydır devam eden Ukrayna savaşında önemli bir dönüm noktası olacağa benzer. “Bir avuç pisliğin zafer kazanması ve ne kadar güçlü bir ordu olduklarını göstermeleri için savaşa ihtiyaç vardı” diyen Prigojin konuşmasında, Ukrayna ordusunun Rus askerlerini başarıyla püskürttüğünü ve bugüne dek 100 bin Rus askerini öldürdüğünü ileri sürdü.
‘Adalet yürüyüşü’
Prigojin’i kendi ifadesiyle ‘adalet yürüyüşü’ başlatmaya iten olay ise Wagner savaşçılarının bulunduğu Ukrayna’daki bir mevzinin Rus ordusu tarafından roket saldırısıyla vurulması oldu. Prigojin’e göre saldırıda iki bin savaşçı öldü. Şoygu’yu cezalandırmak üzere birliklerini harekete geçirdiğini duyuran Prigojin, “Bu bir askeri darbe değil, adalet yürüyüşü. Ordu yönetiminin yaydığı kötülük durdurulmalı. On binlerce Rus askerini öldürenler cezalandırılacak” açıklaması yaptı.
Prigojin, Putin tarafından vatana ihanetle suçlandıktan sonra ise iddia edilenin aksine halkın nezdinde gerçek vatanseverlerin kendileri olduğunu iddia etti. Ancak bu iddiasını sürdürebilecek mi şüpheli. Son gelen haberlere göre Prigojin, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun arabuluculuğu ile gerginliği azaltmayı ve Wagner savaşçılarının ‘adalet yürüyüşünü’ sonlandırmayı kabul etti. Bakalım bu geri adım, Prigojin’i ceza almaktan kurtarabilecek mi?