Sendikalı işçiler arasındaki Covid-19 oranı Türkiye ortalamasının yaklaşık üç katı. Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden Doç. Dr. Aziz Çelik, bu oranı DİSK tarafından açıklanan Covid-19 raporuna dayandırıyor. Çelik, sendikasız işçiler de düşünüldüğünde bu oranın çok daha fazla olduğunu söyledi.
Kısa Dalga’dan Faruk Eren’in ‘Ölüm olasılık, açlık kesin: Korona günlerinde emekçiler’ başlıklı podcastinde konuşan Çelik, “Bunun temel nedeni tüm evde kal çağrılarına rağmen işçilerin işe gitmek zorunda olmasıdır. Genel bir karantinanın uygulanmaması, bütün nüfusu kapsamaması, işçileri ve çalışanları kapsamaması karantinanın etkisini azaltıyor” dedi.
‘Ölüm olasılık, açlık kesin’
Ermenek ve Soma’daki iş cinayetlerinin ardından bir işçinin “Aşağıda ölüm olasılık, yukarıda açlık ve işsizlik kesin” dediğini hatırlatan Çelik şöyle konuştu: “İşçiler örgütsüz oldukları için işe gitmek zorunda kalıyorlar. İşe gitmediklerinde gelirlerini alabilecekleri bir mekanizma var. İşe gitmeme halinde işten çıkarılacaklarından korktukları için işe gidiyorlar.”
Çelik şöyle devam etti: “Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre Kısa Çalışma Ödeneği’ne 3 milyonun üzerinde işçi başvurdu. Bu işçiler arasında 450 günden daha kısa süre çalışmış ve kayıt dışı işçiler yoktur. Türkiye’de yaklaşık 4.5 milyon civarında resmi işsiz vardı. Bunun en az iki üç kadar istihdam kaybı yaşanacak.
Salgınla mücadeledeki başarısızlık kapitalizmin ve neoliberal iktisat sisteminin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Covid-19 neoliberal iddianın sonunu getirmiştir. Artık daha sosyal, daha kamucu daha toplumcu iktisat politikaları ve siyasetleri tartışma kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir.”