Türkiye’nin yakın tarihinde en büyük trajedilerin yaşandığı yerlerden biri Lice. Faili meçhuller, yargısız infazlar, köy yakmalarla hafızalara kazınan bir yer. Lice’de 28 Eylül 2009 tarihinde hayvan otlatırken havan topu mermisiyle parçalanan bedenini annesinin eteklerinde topladığı Ceylan Önkol’un öldürüldüğü yer Lice. 28 Haziran 2013′teki kalekol protestosunda Medeni Yıldırım’ın hayatını kaybettiği yer yine Lice. Kalekol ve güvenlik barajı protestoları, Medeni Yıldırım’ın ölümünden bu yana Lice’de devam ediyor. Son haftalarda kalekol yapımını protesto eden halka defalarca çok sert şekilde müdahale edildi.
Türkiye, Lice’de Kürtlerin kalekol yapımına karşı çıkışını, bayrağın direkten indirilmesini büyük bir iştahla konuşuyor, tepkisini bunun üzerinden dillendiriyor ama olaylar sırasında iki gencin ölmüş olmasıyla ve devletin tahakkümüyle pek ilgilenmiyor. Kürt siyasal ve toplumsal tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Lice’de bugün kalekol yapımına karşı çıkanlar, işte 1990’lardaki zulme doğrudan canlı tanıklık eden çocuklardı. Babaların, abilerin, amcaların, dayıların zorla korucu yapıldığı, karşı duranların işkenceyle öldürüldüğü Lice’nin yakın tarihinin muhasebesi yapılmadığı için bugün barış süreci akamete uğruyor, çözüm zorlaşıyor.
1990’lardan bu yana Diyarbakır ilk kez bu kadar gergin.Sürecin havada kalmasından kaynaklı bir rahatsızlık var, ölümlere kayıtsız kalmak süreci zora sokabilir. Süreç tıkanırsa bu vebalin altından iktidarıyla, muhalefetiyle, örgütüyle kimse kalkamaz.